Anadolu’ya Göçler ve Sonuçları

Balkanlardan yapılan Türk göçleri XIX. yüzyıdan itibaren artarak devam etmiştir. Kaybedilen yerlerde kurulan yeni idarelerin ve bölge halkının baskısı, zulümleri, saldırıları ve malların gasp edil­mesi gibi sebepler; Türk göçlerindeki en önemli sebepler olarak dikkat çekmiştir.

BİLİYOR MUSUNUZ?

Balkanlarda Sırplar, Hırvatlar, Slovenler, Bulgarlar, Makedonlar, Arnavutlar, Türkler gibi çok çeşitli din ve ırka mensup halk; uzun yıllar Osmanlı yönetiminde barış içinde idare edilmiştir. 1699 Karlofça Antlaşması ile Osmanlı Devleti, Balkanlarda toprak kaybetmeye başlamış ve bölgede gün geçtikçe artan siyasi ve sosyal sıkıntılar ortaya çıkmıştır.

1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı sonunda imzalanan Küçük Kay­narca Antlaşması, Osmanlı tari­hinde bir dönüm noktası olmuş­tur. Bu antlaşma ile Osmanlı Dev­leti, gayrimüslim tebaanın çoğun­lukta olduğu topraklar dışında bir Müslüman Türk toprağı olan Kırım’ı da kaybetmiştir. Küçük Kaynarca, Türk İslam tarihi için önemli sosyal sonuçları berabe­rinde getirmiştir.

Kırım Hanlığı; halkın karşı çıkmasına rağmen Osmanlı’dan ayrılmış ve bağımsız hâle getirilmiş, bir süre sonra da Rus işgaline uğramıştır. Hâkimisahalara Slavları yerleştirmiş, yerli Müslüman halkı göçe zorlamış ve bölgeyi Ruslaştırmaya çalışmıştır. Özellikle Kırım ve Kafkasya’da, Rus baskıları artmış ve halk ya Sibirya’ya sürülmeye ya da yerini yurdunu terk ederek Osmanlı ülkesine göç etmeye başlamıştır.

Kafkas Göçleri (Tablo)
Kafkas Göçleri (Tablo)

Fransız İhtilalinin yaydığı milliyetçilik akımı ve Rusya’nın Balkan coğrafyası­na yönelik politikaları, Balkanlarda da benzer siyasi sorunları ortaya çıkartmış­tır. Bölgedeki siyasi sorunlar, başta göç olmak üzere pek çok sosyal sorunu da beraberinde getirmiştir. Hristiyanların faaliyetleri sonucu, Türkler bölgede azın­lık durumuna düşürülmeye çalışılmıştır. Balkanlardaki çetelerin kat­liamlarından kaçan binlerce Müslüman Türk, kafileler hâlinde Anadolu’ya göç ederken Rus ve Bulgar çetelerinin sal­dırılarına maruz kalmıştır.

Osmanlı Devleti’nin Avrupa Topraklarındaki Nüfusu (1820-1840) (Karpat, 2010, s.76)
Osmanlı Devleti’nin Avrupa Topraklarındaki Nüfusu (1820-1840) (Karpat, 2010, s.76)

BİLİYOR MUSUNUZ?

1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonunda Makedonya ve Trakya hariç Balkanların büyük bir kısmı Osmanlı idaresinden çıkmıştır. İngiliz Konsolosluğu raporlarına göre bu savaşta üç yüz ile dört yüz bin arası Müslüman öldürülmüş, bir milyon kadarı da göçe zorlanmıştır. (Kemal H. Karpat, “Balkanlar”, s.25-26’dan düzenlenmiştir. meb ders kitabı)

93 Harbi sonrası daralan Osmanlı topraklarına göç etmek zorunda kalan Türk ve Müslümanların büyük bir kısmı İstanbul’a ve Anado­lu’ya, diğer bir bölümü de Batı Trakya’ya yerleşmiştir. Toplandıkları merkezlerde öncelikle bu göçmenlerin geçici iskânlarına çalışılmış ancak daha sonra sürekli iskân için ciddi çalışmalar yapılmıştır. Osmanlı Devleti yaşadıkları sıkıntıları azaltmak adına göçmenlere çeşitli muafiyetler tanımıştır.

Muhacirler; bütün malını mülkünü bırakıp geldikleri Anadolu’da, yer­leştikleri yerlerde büyük sıkıntılar çekmiştir. Ayrıca göç­menlerle yerleştikleri bölgelerin ahalisi arasında çeşitli sorunlar da yaşanmıştır.

Muhacirler Anadolu’da (Tablo)
Muhacirler Anadolu’da (Tablo)

1912-1913 Balkan Savaşları so­nucunda Balkanların siyasi hari­tası önemli ölçüde değişmiştir. Bu savaşlarda Osmanlı Devleti, Avrupa’daki topraklarının yaklaşık %80’ini, Avrupa’da yaşayan nüfu­sunun da %70’ini kaybetmiştir.

93 Harbi’nde olduğu gibi Balkan Savaşları da beraberinde pek çok ekonomik ve sosyal sıkıntı getirmiştir. Savaş sırasında ve sonra­sında da Balkan devletlerinin askerleri ve kurdukları komitalar tarafından bölgenin Müslüman Türk halkına yapılan baskı, zulüm ve katliamlar; toplu göçlerin en büyük sebebi olmuştur.

1783-1914 Yılları Arasında Osmanlı Devleti’ne Yönelik Göçler (Karpat, 2002, s.130)
1783-1914 Yılları Arasında Osmanlı Devleti’ne Yönelik Göçler (Karpat, 2002, s.130)

Göçmenler, yeni geldikleri yer­lerin yapısına büyük etkide bu­lunmuş; metruk, harabe ve boş yerler ziraata açılmış, göçmenler sayesinde yeni yerleşim birim­leri oluşturulmuştur. Ancak dev­letin normal masrafları, iskân masrafları ile birleşince artmış, hazine de bu açığı kapamak için dış borçlanma yoluna gitmiştir.

Rumeli’den Anadolu’ya Türk Göçleri

Rumeli göçleri, Anadolu’yu çeşitli bakımlardan etkilemiştir. Anadolu; göçmen kitlelerin son durağı, son sığınağı olmuştur. Dalga dalga gelen göçmenler sayesinde, Anadolu’da Türk nüfus yoğunluğu artmış, Müslüman Türk nüfusun Müslüman olmayan nüfusa oranı yükselmiştir. Türk nüfusu Rumeli’de azalırken Anadolu’da çoğalmıştır. Böylece göçler Anadolu’da bir Türk millî devletinin kurulmasını kolaylaştıran faktörlerden biri olmuştur.

Aynı şekilde göçmenler; Anadolu’da, zamana göre yeni ve ileri fikirlerin, bu arada millî devlet fikrinin yayıl­masında rol oynamıştır. Bu fikirlerin yayılması da Anadolu’da Türk Kurtuluş Savaşı’nın ve devrimlerin yapılmasını kolay­,laştırmıştır, denilebilir. Bundan başka Rumeli Türk göçleri, ekonomik ve sosyal bakımlardan da Anadolu’yu etkilemiştir. (Bilal N. Şimşir, Rumeli’den Türk Göçleri I, s.9’dan düzenlenmiştir.meb ders kitabı)

Yorum yapın