Balta Limanı Antlaşması’nın Osmanlı Devleti’ne Etkisi (1838)

XIX. yüzyılın başlarında Sanayi Devrimi’ni tamamlayan İngiltere, Napoleon Savaşları’nda Fransa’yı yenerek dünya pazarlarında rakipsiz duruma gelmiştir. Ancak aynı yıllarda, Sanayi Devrimi’ni yaşamakta olan diğer Avrupa ülkeleri, aldıkları önlemlerle İngiliz mallarının kendi pazarlarına girmesini engellemiştir.

Bu durumda Avrupa dışındaki ülkelere yönelen İngilizler, Latin Amerika’dan Çin’e kadar birçok ülkeyle ya diplomasi yoluyla ya da silah kullanarak serbest ticaret antlaşmaları imzalamıştır. Bu dönemde Osmanlı Devleti siyasi ve mali sorunlarla uğraşsa da hâlâ çok geniş top­raklara sahiptir. Bu nedenle pazar olmaya müsait Osmanlı ülkesi, özellikle İngilizlerin ilgi odağı hâline gelmiştir. Bu pazarı ele geçirmek amacıyla İngiltere, Osmanlı Devleti ile serbest ticaret antlaşması imzalamak istemiştir.

XIX. yüzyılın başlarından itibaren Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa, Doğu Akdeniz’de güçlenmiştir. Bu durum ekonomik çıkarlarını tehdit ettiği için İngiltere’yi; saltanatını tehlikeye soktuğu için de Osmanlı Devleti’ni rahatsız etmiştir. Mehmet Ali Paşa tehdidi karşısında II. Mahmud, Rusya ile 1833’de Hünkâr İskelesi Antlaşması’nı imzalamıştır.

Ancak bu antlaşma ile İngiltere, Doğu Ak­deniz’deki çıkarlarını Rus tehdidi altında hissetmiş ve Mehmet Ali Paşa sorununda Osmanlı Devleti’ne yardım etmiştir. Bu yardımı karşılığında Osmanlı Devleti, İn­giltere ile 16 Ağustos 1838’de Balta Limanı Konağı’nda bir ticaret antlaşması im­zalanmıştır.

Balta Limanı Konağı (İstanbul)
Balta Limanı Konağı (İstanbul)
1838 Balta Limanı Ticaret Antlaşması’nın önemli maddeleri şunlardır.

  • Mevcut kapitülasyonlar devam edecek ve İngiltere’ye yeni imtiyazlar verilecektir.
  • İngilizler, Osmanlı ülkesindeki tarım ve sanayi ürünlerini serbestçe alıp satabilecektir.
  • Osmanlı Devleti, ihracat yasaklarını ve iç ticarette uyguladığı her türlü tekelleşmeyi kaldıracaktır.
  • Yabancı tüccarlar, Osmanlı ülkesinde yerli tüccara sağlanan hak ve kolaylıklardan yararlanacaktır.
  • İhracattan alınan vergiler %12, ithalattan alınan vergiler ise %5 olarak uygulanacaktır.

Balta Limanı Antlaşması’yla iç ve dış ticaretteki sınırlamalar kaldı­rılmış ve yabancı malların ülkeye kolayca girişine imkân sağlamıştır. Buna karşın yerli malların dışarıya çıkarılması kolaylaşmıştır. Bu sebeple Osmanlı Devleti’nin bağımsız ticaret siyaseti izleyebilme seçeneği de ortadan kalkmıştır.

Balta Limanı Antlaşması yabancı tüccarlara vergi muafiyeti geti­rirken yerli tüccarlar vergi ödemeye devam etmiştir. Böylece Os­manlı pazarları geniş ölçüde yabancıların denetimine geçmiş ve Avrupa’yla girilen rekabet karşısında Osmanlı esnafı faaliyetlerini durdurmak zorunda kalmıştır.

Balta Limanı Antlaşması’nda gümrük vergilerinin düşük tespit edilmesi ve ek vergi konulamaması nedeniyle Osmanlı Devleti, gümrük gelirlerinde önemli kayıplar yaşamıştır. 1853-1856 yılla­rı arasındaki Kırım Savaşı’nın masrafları da eklenince devlet dış borçlanmaya başvurmak zorunda kalmıştır.

Avrupa ülkeleri ile imzalanan ticaret antlaşmaları ve uygulanan reformlar, Osmanlı ekonomisinde büyük tahribata neden olmuştur.

Bu tahribat, İçişleri Bakanlığı­nın 1934 tarihli bir raporunda şöyle belirtilmiştir: Gümrük ka­pıları ardına kadar açık tutul­duğu devirde, Avrupa’dan ithal edilen ipekli kumaşlar, Bilecik dutluklarının harap olmasına sebep oldu. 1812’de Tırnova’da 3.000 olan dokuma tezgâhı sayısı daha sonra 1.000’e; benzer şekilde 1821’de Üsküdar’da 600 olan el tezgâhı sayısı da 40’a düşmüştür.

Doku­ma sanayisinin gerilemesi diğer sanayi kollarına da etki etmiş ve memleket sanayisinin tekrar canlanacağı ümidi kalmamıştır. O zamandan beri de ülke ham­madde sağlayan bir memleket olarak kalmıştır. Batı’nın sanayi ürünlerine karşı ülke açık pazar olmaya mahkûm olmuştur.

Dokuma tezgahı (Gravür)
Dokuma tezgahı (Gravür)

Yorum yapın