Bizans Mimarisi – Bazilikal Planlı Kiliseler, Kubbeli Bazilikalar, Merkezî Planlı Kiliseler, Haç Planlı Kiliseler

Roma Dönemi’nde olduğu gibi Bizans Dönemi’nde de şehircilik çalışmalarına önem verilmiştir. Yeni kentlerin kurulmasının yanında eski kent onarımlar yapılmıştır. Antik Dönem agoraları, forumları ve surları onan gerekli durumlarda genişletilmiş ya da yeniden yapılmış, su yolları, sarn köprüler inşa edilmiştir.

Ayrıca imparatorlar halkın eğlenmesi için içindi araba yarışlarının yapıldığı dikdörtgen planlı hipodromlar yaptırmışlardır. Bu yapılar genellikle imparator saraylarının bir bölümü olarak inşa edilmiştir. Hipodromlar, atlı araba yarışlarının yanı sıra resmî ve dinî törenlerde imparator ile halkın bir araya geldiği önemli toplantı alanlar Hipodromlardan sonra en popüler eğlence yapılarını tiyatrolar oluştur tadır. Bizans mimarisinin en önemli dinî yapıları kiliselerdir. Bizans miı sinde dört çeşit kilise planı kullanılmıştır.

Bazilikal Planlı Kiliseler: Roma Dönemi’nde kamu işlerinin görüldüğü yerler olan bazilikalar, Bizans Dönemi’nde ibadet yerleri olarak kullanılmıştır. Dikdörtgen biçiminde uzun bir yapı olan bazilikal planlı kiliselerin içi, iki sütun dizisiyle üç nefe ayrılmış, bunlardan ortadaki yandakilere oranla daha geniş tutulmuştur. Doğu uçlarında ise yarım yuvarlak bir biçimde dışarı taşan apsis bulunmaktadır.

Batı yönünde de narteks (bazilikanın ana mekânına açılan giriş bölümü) adı verilen bir hol vardır. Bazilikal planlı kiliselerin üstü, çift meyilli ve kiremit kaplı ahşap bir çatı ile örtülüdür. Daha sonra yapılan tüm Hristiyan kiliseleri bu planın geliştirilmesiyle oluşmuştur. İstanbul Studios Manastır Kilisesi (İmrahor İlyas Bey Camii) Demre (Antalya) Aziz Nikalaos Kilisesi ve Efes (İzmir) Meryem Ana Bazilikası önemli örneklerdendir.

Ayasofya'nın günümüzdeki kesiti (temsili resim)
Ayasofya’nın günümüzdeki kesiti (temsili resim)

Kubbeli Bazilikalar: Kubbeli bazilikalar, bazilika ve merkezî plan tipi birleştirilerek yapılmıştır. Ayasofya (Hagia Sophia), kubbeli bazilikaların tüm özelliklerini yansıtan bir eserdir. Yapının içi sütun ve paye dizileriyle üç nefe ayrılmıştır. Orta nefin üzeri, dört payenin taşıdığı büyük bir kubbe ile örtülüdür.

Ana kubbeye doğu ve batı yönünden bitiştirilen iki yarım kubbe, iki yönde ana kubbenin basıncını karşılayarak alttaki duvarlara geçişi sağlamaktadır. Orta nefin doğu duva­rında üstü yarım kubbe ile örtülü olan apsis bölümü vardır. Yapının içinde mozaik sanatının en güzel örnekleri görülmektedir.

Ayasofya, İstanbul
Ayasofya, İstanbul

Merkezî Planlı Kiliseler: Merkezî planlı kiliseler, kare veya çokgen planlı olarak yapılmıştır. Yuvarlak bir ana mekân oluşturacak biçimde inşa edilen bu binalarda mekânın üstü, yapının bütününü kaplayan bir kubbe ile örtülmüştür. Bu planın uygulandığı en güzel örneklerden birisi Küçük Ayasofya Camii adını taşıyan eski Sergios Bacchos (Sergio Bako) Kilisesi’dir.

Haç Planlı Kiliseler: Haç plan, 8. yüzyıldan başlayarak Anadolu’da ve özellikle İstanbul’da yapılan kiliselerde uygulanmıştır. Bu plana göre yapılan yapılarda orta mekânın (naos veya orta nef) üzeri dört fil ayağının taşıdığı bir kubbe ile örtülüdür. Kubbenin dört yönünde tonoz­larla örtülü birbirine eşit mekânlar haç kollarını oluşturur.

Aya İrini Kilisesi, İstanbul
Aya İrini Kilisesi, İstanbul

Haç planlı bazilikalar arasında Khora Manastırı (Kariye Camii), Hagia Thekla Manastırı (Atik Mustafa Paşa Camii) ve Hagia Eirn Kilisesi (Aya İrini Kilisesi) sayılabilir. Bizans mimarisinde manastırlar din adamı yetiştirmek için kurulmuştur. Bunlardan biri olan Maçka’daki (Trabzon) Sümela Manastırı ana kaya kilisesi, birkaç şapel, mutfak, öğrenci odaları, misafirhane, kütüphane ile kutsal ayazma bölümlerinden oluşmaktadır.

Sümela Manastırı, Trabzon
Sümela Manastırı, Trabzon

Manastırın girişindeki büyük su kemeri yamaca yaslanmış durumdadır. Dar uzun bir merdivenle manastırın ana girişine ulaşılmaktadır. Giriş kapısının yanında muhafız odaları bulun­maktadır. Buradan bir merdivenle iç avluya inilmektedir. Solda manas­tıra ait çeşitli binalar, sağ tarafta ise kütüphane ve keşiş odaları ile misa­fir odaları yer almaktadır.

Bizans’ta imparatorlar, piskoposluk ve soylular için saraylar yapılmıştır. İmparatorluğun Roma, İstanbul, Milano, Selanik gibi değişik kentlerinde saraylar yapılmış olup bu saraylar denize ve manzaraya hakim yerlerde, özellikle teraslandırılmış yamaçlar üzerine kurulmuştur. Saray kompleksinde manastır, kilise, hastane ve kütüphane gibi yapılar yer almaktadır. İstanbul’da ayrıca Bizans imparatorlarının sayfiye sarayları da yer almaktadır. Edirnekapı yakınlarındaki Blakhernai Sarayı, Küçükçekmece’deki Rhegion Sarayı ve Anadolu yakasındaki Brias Sarayı bu yapılara örnek gösterilebilir.

İlk çağlarda İstanbul’un su ihtiyacı, sarnıçlarla (yağmur suyu biriktirmeye yarayan kâgir yer altı deposu) sağlanmış, şehrin ilk su tesisleri Roma İmpara­torluğu zamanında yapılmıştır. Erken Bizans Dönemi’nde diğer kentlerde olduğu gibi İstanbul’da da Antik Çağ’ın su kemer ve kanalları kullanılmıştır.

İmparator Valens’in (364-378) yaptırdığı, Türkler tarafından Bozdoğan Su Kemeri olarak adlandırılan yapı önemli örneklerden biridir. I. Justinianos Dönemi’nde inşa edilen Yerebatan ve Binbirdirek Sarnıçları kapalı sarnıçların en önemlileridir.

Yerebatan Sarnıcı, İstanbul
Yerebatan Sarnıcı, İstanbul

Yorum yapın