Hamilelikte Bebeğin Gelişimini Olumsuz Etkileyen Faktörler Nelerdir?

Gebelik süreci hem genetik hem de çevresel faktörlerden etkilenen bir süreçtir. Bebeğin gelişimini etkileyen en önemli çevresel faktörlerden biri annenin ve çevresindekilerin kullandığı zararlı maddelerdir.

Siga­ra, alkol, madde bağımlılığı gibi alışkanlıklar anne ve bebek sağlığını doğrudan olumsuz etkiler. Sigara dumanındaki zehirli maddeler, fetüsün normal gelişimini engelleyerek düşüklere veya düşük doğum ağır­lıklı prematüre bebeklerin doğmasına neden olmaktadır. Sigara duma­nında bulunan karbonmonoksit, kanda hemoglobinle birleşerek anne ve bebek kanının oksijenlenmesini önler.

Nikotin de plasenta yoluyla bebeğe geçerek damar sistemine zarar verir. Alkol kullanımı fetüste hücre bölünmelerine ve farklılaşmalarına etki ederek gelişimi engeller. Doğuma yakın alınan alkol, fetüsün beyin gelişimine zarar verir. An­nenin bağımlılık yapıcı madde kullanması fetüste büyüme ve gelişme geriliğine ve erken doğuma neden olur.

Yetersiz beslenme, alkol ve sigara kullanımı, sindirim bozuklukları folik asit eksikliğine neden olabilir. Folik asit, suda çözünebilen B9 vitami­nidir. Hamilelikte annenin folik asit ihtiyacı artar. Gebelik döneminde alınan folik asit özellikle bebeğin erken gelişim dönemlerinde sinir tüpü (nöral tüp) bozukluklarını engelleyerek sinir sisteminin sağlıklı gelişi­mini sağlar.

Folik asit kullanımına gebelikten bir süre sonra da devam edilmesi, anne ve yenidoğanda anemiyi engeller. Folik asit, bebek­te DNA ve protein sentezinin sağlıklı yürütülmesini sağlar. Folik asit; ıspanak gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler, et, yumurta, karaciğer ve baklagillerde bol miktarda bulunur.

Gebelikte düzenli ve yeterli beslenme; annenin sağlığının korunması, bebeğin normal büyüme ve gelişimi için önemlidir. Sağlıklı bir gebelik dönemi için tüm besin maddelerinden yeterli ve dengeli şekilde alın­ması anneyi ve bebeği anemiden koruduğu gibi hücre bölünmelerinin sağlıklı gerçekleşmesini sağlar.

Hamilelikte vitamin ihtiyacı artar. Bebekte; B12 vitamini ve folik asit, bebeğin alyuvar yapımı ve sinir sisteminin gelişimi; D vitamini kemik gelişimi; C vitamini bağ doku ve bağışıklık sistemi için gereklidir. Be­beğin ihtiyacı olan kalsiyum, demir gibi mineraller, enerji ham madde­si olan organik bileşikler anneden plasenta yoluyla bebeğe aktarıldığı için annenin sağlıklı beslenmesi bebeğin sağlıklı büyümesi ve gelişme­si anlamına gelir.

Radyasyon, X ışını, çeşitli kimyasallar (ağır metaller, çeşitli ilaç grupları, pestisitler), bulaşıcı hastalık etkenleri içeren ortamlar, çalışma şartları ağır ve yoğun olan bazı meslek grupları; sigara, alkol, madde bağım­lılığı gibi zararlı alışkanlıklar; yetersiz ve dengesiz beslenme hamileliği olumsuz etkiler. Bu durum ölü doğum, düşük, gebelik zehirlenmesi, kansızlık gibi sonuçlara neden olabilir

Bilgi Notu

Ultrasonografik takip: Gebelik tanı ve ontrollerinde fetüsü izlemek için yapılan ultrasonografi (USG) işle­midir. Gebeliğin 11., 14., 18., 23., 32. ve 38. haftalarında yapılması tavsiye edilir. İşlem radyasyon içermediği için bebeğe zarar vermez.

Bu tür olumsuzlukların önlenmesi ve erken tespiti için gebelik döne­mi düzenli aralıklarla takip edilmelidir. Takiplerde gebenin; boyu, kilosu, kan basıncı, kan şekeri, kan uyuşmazlığı, cinsel yolla bulaşan hastalık­lar, antijen-antikor taramaları gibi tetkiklerin yanında ultrasonografik takip de yapılmalıdır. Takipler sırasında bebeğin; boyu, kilosu, vücut ve organlarının gelişimi izlenir. Anneye tetanos aşısı yapılması, anne ve bebeği doğum anında bulaşabilecek tetanos bakterisine karşı korur.

Amniyosentezin yapılma şekli
Amniyosentezin yapılma şekli

Anne yaşının 35’in üzerinde olması, ailede kromozomal anormallik, ultrasondaki şüpheli durumlar gibi riskli gebeliklerde, genellikle 15-20. haftaları arasında amniyosentez uygulanır. Amniyosentezde, amniyon sıvısından alınan örnekte kromozomal taramalar yapılarak genetik riskler tespit edilir.

Yorum yapın