Islahat Fermanı (1856) – Islahat Fermanı’nın Hazırlanışı – Islahat Fermanı ve İlanı

Osmanlı Devleti, 3 Kasım 1839’da ilan ettiği Gülhane Hatt-ı Hümâ­yunu ile bütün Osmanlı tebaasının kanun önünde eşit sayıldığını ve herkesin devletin güvencesi altında olduğunu açıklamıştır. Ancak Avrupalı devletler, bu fermanı yeterli bulmamış ve Osmanlı Devleti’nde Müslümanlarla gayrimüslimler arasında bazı siyasi ve hukuki farklılıklar olduğunu ileri sürmüştür.

Avrupalı devletlerin daha köklü reformlar yapılması talepleri sonucunda, Osmanlı ta­rihinde önemli bir yere sahip olan Islahat Fermanı hazırlanmıştır. Islahat Fermanı’nda gayrimüslimlere, vatandaşlık hukuku açısın­dan Müslümanlarla tam eşitlik sağlayan önemli haklar verilmiştir. Böylece Avrupalı devletlerin, Osmanlı’nın iç işlerine müdahalesi önlenmek istenmiştir. Islahat Fermanı’nın, Paris Antlaşması mad­deleri arasında yer alması, bu fermanın siyasi nitelikli olduğunu göstermektedir.

Islahat Fermanı’nın Hazırlanışı

Osmanlı Ortodokslarını resmen himaye etmek isteyen Rusya, XIX. yüzyılda Kudüs ve çevresindeki kutsal yerler için Osmanlı Devleti’nden bazı taleplerde bulunmuştur. Ancak Rusların bu is­tekleri Osmanlı yönetimi tarafından reddedilmiştir. Kutsal Yerler Sorunu’yla başlayan Kırım Savaşı’nda Batılı devletler, Osmanlı Devleti’nin yanında yer almıştır.

Kırım Savaşı’nın çıkmasında, Rusya’nın Osmanlı Devleti’ndeki Ortodoks Hristiyanlar üzerinde nüfuzunu artırmak istemesi etkili olmuştur. Osmanlı Devleti’ndeki Hristiyanların haklarının yeterince korunmadığını iddia eden Rusya’ya karşı Avrupalı Devletler, bu iddiayı boşa çıkarmak için girişimlerde bu­lunmuştur.

Kırım Savaşı sürerken İngiltere, Fransa ve Avusturya, savaş sonrasında yapılacak antlaşma esaslarını görüşerek bazı kararlar almıştır. Bu kararlar arasında, Osmanlı Devleti’nin hü­kümranlık haklarını bozmayacak bir şekilde, Hristiyanların hak ve ayrıcalıklarını belirleyen bir ferman çıkarılması da yer almıştır.

Osmanlı Devleti ise yapılan bu görüşmenin ve alınan kararların devletin iç işlerine karışmak anlamına geleceğini bildirmiştir. Bunu engellemek için barış görüşmelerinden önce Islahat Fermanı’nı ilan etmeyi uygun görmüştür.

Kırım Savaşı (Kırım)
Kırım Savaşı (Kırım)

Islahat Fermanı’nın hazırlanması için İstanbul’da İngiltere, Fransa ve Avusturya’nın elçilerinin de yer aldığı bir komisyon kurulmuş­tur. Bu devletler, Rusya’nın daha önce Osmanlı Devleti’nden Or­todoks Hristiyanları bahane ederek sağladığı hak ve ayrıcalıkları, kendileri için elde etmeyi amaçlamıştır.

Ayrıca Avrupalı devletler, alınan kararların uygulanmasında da kendilerinin söz hakkına sahip olmasını istemiştir. Müzakereler sonrasında komisyon, yeni bir ıslahat programı hazırlamış ve bir beyanname şeklinde ilan edilmesine karar verilmiştir.

BİLİYOR MUSUNUZ?

İngiliz elçisi, ıslahat programının Paris Barış Antlaşması’nda yer almasını ve Avrupalı devletlerin garantisi altında olma­sını istemiştir. Osmanlı Devleti bunu hükümranlık haklarına aykırı sayarak kesinlikle reddetmiştir. Bunun üzerine ıslahat programı, gayrimüslimlere padişahın kendi arzusu ile ayrı­calıklar verdiği zannını uyandırmak için bir ferman şeklinde ilan edilmiştir.

Islahat Fermanı ve İlanı

Islahat Fermanı, Paris Kongresi’nin başlamasından sonra İstan­bul’da 18 Şubat 1856 tarihinde yabancı devlet temsilcilerinin de katıldığı bir törenle ilan edilmiştir.

Fermanın getirdiği önemli hususlar özetle şöyledir:

  • Tanzimat Fermanı kararları, bu fermanla yenilenecek ve uygulanması için gerekli önlemler alınacak.
  • Müslümanlar ile gayrimüslimler kanun önünde eşit olacak
  • Patrikhanelerde yeni meclisler kurulacak ve ve­recekleri kararlar Bâbıâli tarafın­dan onaylandıktan sonra yürür­lüğe girecek.
Rum Patrikhanesi
Rum Patrikhanesi
  • Hükûmetten izin almak şartıyla gayrimüslimler şehir ve kasaba­larda bulunan kilise, manastır, mezarlık, okul, hastane gibi kurumlarını tamir ettirebilecek veya yeniden yaptırabilecek.
  • Irk, din, dil farkı gözetilmeden hiçbir mezhep diğerine üstün sayılmayacak.
  • Hiç kimse din değiştirmeye zorlanmayacak.
  • Devlet hizmetlerine, askerliğe ve okullara ayrım gözet­meksizin tüm tebaa kabul edilecek.
  • Bütün milletler okul açabilecek.
  • Cizye vergisi kaldırılacak, gayrimüslimler askerlik yapacak veya askerlik bedelini nakit olarak ödeyecek.
  • Tebaanın eşit ve serbest şekilde ticari ve ekonomik giri­şimlerde bulunabilmesi sağlanacak.
  • Mahkemeler herkese açık olacak, keyfî cezalar verilmeye­cek.
  • Müslümanlar ile gayrimüslimler arasındaki davaları gör­mek için karma mahkemeler kurulacak, gayrimüslimlerin şahitlikleri kabul edilecek ve herkes kendi inancına göre yemin edebilecek.
  • Yazışmalarda veya halkın ve memurların söyleminde gay­rimüslimleri aşağılayan tabirler kullanılmayacak.
  • Yabancılar da Osmanlı Devleti sınırları içerisinde mülk sahibi olabilecek.
  • İltizam usulü kaldırılacak, bütün Osmanlı tebaası din ve mezhebi ne olursa olsun aynı vergiyi ödeyecek.

Yorum yapın