Kardiyovasküler sistem, canlılık için hayati önem içeren iletimleri gerçekleştirecek yapı ve özelliklere sahiptir. Kalp ve damarlar kanı, büyük ve küçük kan dolaşımıyla tam zamanında ve gerektiği şekliyle doku ve organlara ulaştırır.
Kalbin üst odacıkları kulakçıklar, akciğerlerden ve vücudun diğer dokularından kalbe geri dönen kanın toplandığı odacıklardır. Kulakçıklardaki kanın büyük bölümü tüm odacıklar gevşeme durumundayken karıncıklara boşalır. Kanın geri kalan kısmı, karıncıklar kasılmaya başlamadan önce kulakçıkların kasılmasıyla karıncıklara gönderilir. Duvarları kalın olan karıncıklar, içlerindeki kanı akciğerlere ve sistemik dolaşım için vücuda pompalar. Kanın dolaşımı ve iletimi ikili dolaşım sistemiyle gerçekleşir.

Küçük Kan Dolaşımı
Kanın, sağ karıncıktan başlayıp sol kulakçıkta biten dolaşımıdır. Akciğer dolaşımı olarak da isimlendirilir. Dokularda hücresel solunumla açığa çıkan karbondioksit (CO2) bakımından zengin kan, sağ karıncıktan akciğer atardamarına pompalanır. Akciğer atardamarı, CO2 konsantrasyonu yüksek olan kanı akciğerlere taşır. Akciğer kılcallarında gerçekleşen gaz değişimiyle oksijenlenen kan, akciğer toplardamarı ile kalbin sol kulakçığına getirilir.

İbn Nefs; kanın sağ karıncıktan akciğer atardamarıyla akciğere gittiğini ve buradan akciğer toplardamarıyla kalbin sol kulakçığına geldiğini ortaya koyarak küçük kan dolaşımını keşfetmiştir.

! Küçük dolaşımda amaç, kandaki CO2 miktarını azaltıp O2 miktarını artırmaktır. |
Büyük Kan Dolaşımı
Kanın, kalbin sol karıncığından başlayıp sağ kulakçığında sona eren dolaşımıdır. Akciğerlerde oksijenlenmiş kan, sol kulakçıktan sol karıncığa geçtikten sonra, güçlü kas duvarına sahip olan karıncık kasılarak içindeki kanı aorta gönderir. Aorttan ayrılan ilk damarlar koroner damarlardır. Koroner damarlar kalp kasını besler.
Aort, kalpten çıktığında dallanarak vücudun üst kısmı için şah damarı, baş ve kolların kılcallarına kanın iletilmesini sağlarken bir başka aort dalı vücudun alt kısmında karın boşluğundaki iç organlara ve bacaklardaki kılcallara kanı iletir. Kan, kılcallardan geçerken oksijenin büyük bölümünü dokulara bırakır, hücresel solunumla açığa çıkan karbondioksiti alır.
Kılcalların birleşmesiyle oluşan ince toplardamarlar kanı daha büyük toplardamarlara iletir. Baş, boyun ve kollardan gelen oksijence fakir olan kan; üst ana toplardamarla; gövde ve bacaklardan gelen oksijence fakir kan ise alt ana toplardamarla kalbin sağ kulakçığına ulaştırılır.
! Büyük dolaşımda kanın pH’sini etkileyen ve kanı temizleyen olaylar: 1. Karaciğere giren atardamarda NH3 (amonyak) fazla iken karaciğer toplardamarında üre ve ürik asit fazladır. 2. Böbrek atardamarında amonyak, üre ve ürik asit fazla iken böbrek toplardamarında CO2 fazladır. |

Vücudumuzun üst bölgesindeki bulunan toplardamarların içindeki kan, yer çekiminin etkisiyle kalbe doğru akar. Vücudumuzun alt bölgesindeki toplardamarlar içinde bulunan yarım ay kapakçıklar, kanın tek yönlü olarak yer çekimi doğrultusunda aşağıya akmasını önler. Aşağıdaki görselde görüldüğü üzere iskelet kaslarının kasılması, toplardamar içindeki kanın kalbe doğru ilerlemesini sağlar.
Soluk alma sırasında göğüs kafesi genişlediğinden akciğer iç basıncı atmosferik basınca göre düşük hâle gelir. Bu esnada ana toplardamardaki kan, gevşeme durumundaki kulakçıklara dolar; bu olaya, kalbin negatif emme basıncı denir.
Toplardamarlarda kanın kalbe taşınmasını etkileyen çeşitli faktörler vardır:
- Kalbin üst bölgesinden gelen kan için yer çekimi etkisi
- Damar etrafında bulunan çizgili kasların kasılıp gevşemesi
- Toplardamar yapısındaki yarım ay kapakçıklarının varlığı
- Damar yapısındaki düz kasların kasılıp gevşemesi
- Soluk alıp verme ile oluşan basınç farkının etkisi

Büyük dolaşımda vücudun homeostazisinin sağlanması için bütün aktiviteler gerekli olduğu ölçüde gerçekleşir. Örneğin bir öğrenci ders çalışırken beyni meşgul olduğundan kan, diğer bölgelerden baş bölgesine doğru sevk edilir ve beyinde yoğunlaşır. Eğer bedeni, tam bu durumda terazi ile ölçmek mümkün olsa baş kısmının vücudun diğer bölümlerinden oransal olarak daha ağır gelmesi mümkündür.
Öğle yemeği yemek için masaya oturduğunuzda tükürük bezlerindeki damarlar kan ile dolar. Aynı zamanda mide, pankreas, ince bağırsak damarları genişler ve bu organlar gelen besin için hazır hâle gelir. Bulunduğunuz ortam soğuksa otonom sinirler damarları büzerek kanı iç bölgelere gönderir, vücudun iç ısısının dışarıya verilmesi önlenerek vücut sıcaklığının korunması sağlanır.
Bulunduğunuz ortam sıcaksa otonom sinirler damarları genişletir ve damarlar kanla dolar. Böylece yüz kızarır ve terleme başlar. Kolumuzu hareket ettirmek istediğimizde koldaki damarların kanla dolması sağlanır. Böylece hareket esnasında kasın ihtiyaç duyacağı maddeler hazırlanmış olur. Tüm bu olaylar sırasında dolaşım sistemi ve özellikle kalp, insan vücudunda homeostazinin sağlanması ve canlılığının devamlılığında etkin olarak görev alır.
! Büyük dolaşımda görev alan damarlar arasından tokluk hâlinde besin monomerleri yönünden yoğunluğu en fazla olan damar, kapı toplardamarıdır. Açlık hâlinde bu damarda bulunan besin yoğunluğu azalır. |