Kemik İliği ve Kan Bağışının Önemi Nedir?

Her yıl yüzlerce kişi farklı nedenlerle kanser olmaktadır. İnsan vücu­dunda kas ve sinir hücreleri hariç diğer hücreler vücuttaki görevini yerine getirirken ihtiyaç duyuldukça kendini yenileme özelliğine sahip­tir. Böylece hücreler oluşturduğu dokunun sağlıklı yapısını koruyabi­lir.

Bazen bu hücrelerin genetik yapılarında; yapay hormonlar, böcek ilaçları gibi kimyasal etkenler, UV ışınları, radyasyon benzeri etkenlerle değişiklikler meydana gelir ve hücreler normal bölünme yeteneğini yi­tirerek sürekli bölünmeye başlar. Böylece bulunduğu bölgeden diğer dokulara yayılma eğilimi gösterir. Bu durum hem kendisinin hem de yayıldığı dokunun işlevini yerine getirememesine, yayıldığı bölgenin de tahrip olmasına neden olur.

Anormal hücre bölünmesi geçiren hücreye kanserli hücre, kanserli hücrenin oluşturduğu dokuya kanserli doku, kanserli dokunun oluşturduğu kitleye tümör denir.

Eğer kanserli hücre, tümörden kan veya lenf dolaşımı ile ayrılırsa tüm vücuda yayılabilir. Bu yayılıma metastaz denir.

Hızlı ilerleyen kanser türleri akut, yavaş ilerleyen ve yıllarca sürege­len kanser türleri de kronik olarak adlandırılır. Çocukluk çağı kanseri denildiğinde 0-17 yaş arasında görülen kanser türlerinden bahsedil­mektedir. Çocuklarda en çok görülen kanser türleri lösemi (kan kanseri), lenfoma (beze kanseri), beyin tümörü, kemik tümörü, böbrek tümörü, böbreküstü bezi tümörü, kas ve yumuşak doku tümörü şeklinde sıralanmaktadır.

Kanseri tedavi edebilmek, kanserli dokunun tüm vücuda yayılmasını önlemek, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak, var olan kanser hücrelerini yok etmek, kanser hastalığına bağlı rahatsızlıkları azaltmak için bazen ilaç içeren kemoterapi, bazen yüksek enerjili X-ışınları, elektron demetleri ve radyoaktif izotoplar içeren radyoterapi, bazen de her iki yöntem bir arada kullanılmaktadır. Bu tip tedaviler, kemik dokuda da anlatıldığı gibi, pek çok dokunun yanı sıra kemik iliğine dolayısıyla ke­mik iliğinden üretilen kan hücrelerine ciddi zararlar vermektedir.

Kök hücre; kemik iliği, kan ve göbek kordonundan elde edilerek kan ve kemik hücrelerine dönüşebilen hücrelerdir. Bu hücreler yaşam boyu kendi kendini yenileme, kendinden sonraki hücre olarak olgunlaşabilme ve aktarıldığı dokuya dönüşüp yeniden yapılandırabilme özelliğine sahiptir.

Erişkin kök hücrelerden olan kemik iliği kök hücreleri tüm kan hücrele­rine dönüşebilir ve uygun koşullarda dondurularak canlılıklarını korur. Bu hücreler damar yoluyla bireye nakledildiğinde kemik iliğine yerleşe­rek yeni ve sağlıklı kan hücrelerini oluşturmaya başlar.

Yukarıda anlatılan kanser türlerine önerilen en iyi tedavi; kanserli do­kunun yerini sağlıklı dokunun almasını sağlamak veya kemoterapi ve radyoterapi ile kanserli dokuyu ortadan kaldırmaktır. Bu tedavi şekline de kök hücre tedavisi denmektedir.

Kök hücre tedavisi, kök hücre toplanması ya da kemik iliğinden (kol kemiğinden de alınabilmektedir.) alınan kök hücrelerin bazı işlemler­den geçirilerek doku uygunluğu sağlanan hastaya aktarılmasıdır.

Kök hücre veren veya kemik iliğinden bağış yapan bireye donör denir. Bu uygulamalarda kök hücre veren veya kemik iliğinden bağış yapan birey, herhangi bir zarar görmemekte diğer taraftan bir insanın haya­tını kurtarma şansı elde etmektedir. Bu tedavinin uygulanabilmesi için kritik nokta, hastaya uygun dokuyu taşıyan bireylerin kim olabileceği konusundaki bilinmezliktir. Doku uygunluğu en fazla yakın akrabalar arasında olsa da pek çok durumda yakın akrabalarda bulunamayan doku bir başka ülkeden bir bireyde de bulunabilmektedir.

Yabancı bir ülkeden alınacak kök hücre veya kemik iliğinin hastaya ulaştırılması hem zaman alması hem de yüksek ücretlere mal olması nedeniyle hastanın yaşamını riske atmaktadır.

Ülkemizde Sağlık Bakanlığı ve Türk Kızılayı iş birliğinde, 1 Nisan 2015’te “Hayattayken Hayat Kurtarın” sloganıyla yola çıkan TÜRKÖK (Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi) kurulmuştur. Kemik iliği veya kök hücre bekleyen pek çok hastanın doku uygunluğu birkaç gün içerisinde belirlenmektedir. Bu kuruluş sayesinde maliyet ve za­man olarak yüksek verim sağlanmaktadır.

Burada en önemli sorun ülkemizde gönüllü kemik iliği ve kök hücre bağışçısı sayısının ihtiyacı karşılamamasıdır. Uygun doku bulunama­yan hastalara özellikle çocuklara, hayattayken hayat verebilmek için gönüllü bağışçı sayısı arttırılmalıdır.

Dünyanın pek çok yerinde kök hücre ve kemik iliğine ihtiyaç duyan hasta ve çocuk bulunmaktadır. Buna karşılık doku uygunluğu olan bireyi bulmak samanlıkta iğne aramaktan farksızdır. Bu yüzden birey olarak bu konunun farkında olmak, hasta bireyle veya yakınıyla empati kurmak, bilinçli davranmak önemlidir.

Yaptığımız kemik iliği veya kök hücre bağışının, ülkemizde hatta dün­yanın başka bir köşesinde birilerinin hayatını kurtardığını bilerek faydalı, huzurlu ve mutlu bir birey olabiliriz. Bize bahşedilen hayatın, sağlığın verdiği huzuru başkalarıyla paylaşarak çoğaltabiliriz.

Kan Dolaşımı

Yorum yapın