Maden Çağında Anadolu – Truva (Troya), Alacahöyük, Kültepe ve İkiztepe

Anadolu’da Kalkolitik Çağ’dan tuncun kullanılması ile başlayan Maden Çağı’na geçiş kesintisiz olarak gerçekleşmiştir. Yazı, Anadolu’da MÖ 2 000’de kullanılmaya başlandığı için Maden Çağı’nın Erken Tunç Devri Anadolu coğrafyası için tarih öncesi dönem kabul edilir.

Neolitik Çağ Anadolu’sunda bakır ve gümüş gibi yumuşak madenler süs eşyası ve takı yapımında kullanılırken, sert bir alaşım olan tuncun silah, heykel, mühür ve bazı kutsal sembollerin yapımında kullanılmaya başlanması maden işleme sanatının gelişmesini sağlamıştır. Anadolu’da maden işleme sanatındaki gelişmeler uzak bölgelerle olan ticareti geliştirmiş, kent niteliğindeki yerleşmelerin büyümesi ile ilk kent devletleri oluşmuş ve siyasi örgütlenme başlamıştır.

Kadın heykelciği, Hasanoğlan
Kadın heykelciği, Hasanoğlan

Tunç Çağı’nda Anadolu’daki yapılarda megaron (dikdörtgen) yapı planının uygulandığı görülür. Mezar odaları, çömlekler, idol adı verilen sembolik heykelcikler ile çeşitli süs eşyaları bu dönemde Anadolu’daki yerleşmelerin tamamında bulunan eserlerdendir. Daha önceki çağlarda pişmiş toprak ve taştan yapılan “ana tanrıça” heykelcikleri, Maden Çağı başlarında değerli maden ve taşlardan yapılmaya başlanmıştır. Hasanoğlan’da (Ankara) bulunan kadın heykelciği bu dönem heykelciklerinin önemli örneklerindendir.

Bu dönemin önemli bir eser grubunu da parlak yüzeyli keramikler oluşturmaktadır. Çömlekçi çarkının yaygınlaşması ile madenî kapları taklit eden “gaga ağızlı” testi ve maşrapalar, çift kulplu uzun silindirik gövdeli kupalar, hayvan biçiminde kaplar, üzerinde ince oluk şeklinde yivle bezen­miş olanlar, bu kültürün geliştirdiği kap biçimleri arasındadır.

Ayrıca Tunç Devri’nin başlarında Anadolu’da dört tekerlekli araba kullanılması önemli bir gelişme göstergesidir. Bu çağın Anadolu’daki önemli yerleşim yerleri Truva (Çanakkale), Alacahöyük (Çorum), Kültepe (Kayseri), İkiztepe (Samsun) ve Alişar’dır (Yozgat).

Truva (Troya)

Çanakkale’de bulunan Truva (Troya), Tunç Devri’nin Anadolu’daki en önemli merkezlerinden birisidir. Höyükte bulunan dokuz kültür katının ilk yedi katı Tunç Çağı’nı, diğerleri ise Helenistik ve Roma Devirlerini kapsamaktadır. Troya, birinci katmandan itibaren çevresi gelişmiş bir teknikle yapılmış, dört büyük kapısı bulunan kalın surlarla çevrili antik kent görünümündedir. Kentteki yapılar taş temel üzerine kerpiç duvarlıdır. Evler dikdörtgen yapı planının en eski ve öncü örneklerindendir. Mezar alanlarında ise üzerinde insan kabartmaları (rölyef) olan taşlar bulunmuştur.

Ana tanrıça figürünün bolca kullanıldığı dönemin çanak çömlekleri el yapısıdır ve hemen hemen hepsi astarlıdır. İnsan yüzü biçimindeki kaplara ilk kez bu höyükte rastlanmaktadır.

Truva’daki ilk keramik örnekleri elde biçimlendirilmiş, genellikle koyu bir rengin (gri, zeytin yeşili, siyah) kullanıldığı çizgi bezemeli kaplardır. Bunların üç ayaklı, çift kulplu, insan yüzlü ve matara gibi değişik formlarda üretilmiş olanları da bulunmuştur. Sonraki dönemlere ait düzgün yüzeyli keramiklerin çömlekçi çarkında yapılmış oldukları bilinmektedir. Truva’da yapılan kazılarda bulunan iki tekerlekli oyuncak arabalar sıra dışı sanat eseri örneklerindendir.

Sunu kabı, Truva - Elektrondan yapılmış çömlek, Truva
Sunu kabı, Truva – Elektrondan yapılmış çömlek, Truva

Truvalıların madencilik konusunda üstün bilgi ve beceriye sahip oldukları bilinmektedir. Maden Çağı başlarında günlük eşyalar ve takılar bakır, tunç gibi madenlerden yapılmıştır. Sonraki dönemlerde ise özellikle takılarda, süs eşyalarında altın ve gümüş gibi madenlerin yanında akik, lapis gibi değerli taşlar da kullanılmıştır. Yerleşimi oluşturan çeşitli tabakalardan ele geçen hazineler, Truvalıların madencilik­teki üstünlüğünü açık biçimde kanıtlamaktadır.

Madenî sunu kabı, Truva
Madenî sunu kabı, Truva

Alacahöyük

Çorum’un Alaca ilçesi yakınlarında bulunan Alacahöyük, Anadolu’nun Tunç Çağı’na ait en önemli höyüklerindendir. Alacahöyük’te yapılan kazılarda dört kültür evresi ve on dört yapı katmanı bulunmuştur. Alacahöyük’te Tunç Çağı’na ait en önemli buluntu kral mezarlarıdır.

Toprak içine açılmış, etrafı taş duvarlarla çevrili dikdörtgen şeklindeki odaların üstü ahşap ve toprakla kapatılarak ölü evleri oluşturulmuştur. Bu mezarlarda tunçtan yapılarak altın veya gümüşle kaplanmış ana tanrıça heykelcikleri ile altından yapılmış idoller bulunmuştur.

Bronz heykelcik, Alacahöyük
Bronz heykelcik, Alacahöyük

Ayrıca mezarlara kaplar, boğa ve geyik heykelleri, değerli taş ve madeni takılar ile güneş ışınlarını sembolize eden kurslar, çeşitli törensel semboller ve sistrum denilen müzik aletleri ölüye armağan olarak konulmuştur. Alacahöyük’te bulunan el ele tutuşmuş iki kadını stilize eden ikiz idol, altın dövme tekniğinin en değerli örneklerindendir.

Kutsal boğa heykelciği, Alacahöyük - Sistrum, Alacahöyük
Kutsal boğa heykelciği, Alacahöyük – Sistrum, Alacahöyük

Kültepe

Kayseri’nin 22 km kuzeydoğusunda bulunan Kültepe Höyüğü, Anado­lu’nun Kalkolitik Çağ ve Tunç Çağı’na ait en önemli yerleşim alanların- dandır. Tunç Çağı’nda Anadolu’da yeterli altın, gümüş ve bakır bulun­masına rağmen tunç elde etmek için gerekli olan kalayın yetersiz olması bölgeler ve ülkeler arası ticaretin yaygınlaşmasını sağlamıştır.

Mezo­potamya’daki Asurlu tüccarlar Anadolu’da yerli krallıkların koruyu­culuğunda karum adı verilen pazar alanlarını kurmuşlardır. Bu karumlarda yapılan kazılarda çok sayıda Asur yazısı ile yazılmış kil tablet bulunmuştur. Kültepe dışında Alacahöyük ve Boğazköy’de de bulunan bu çivi yazısı tabletlere Kapadokya Tabletleri denilmektedir. Bunların en önemlisi Kültepe’de kurulan Kaniş Karum‘unda yapılan kazılarda bulunan tabletlerdir.

Çivi yazılı tablet, Kültepe
Çivi yazılı tablet, Kültepe

Bu tabletler Anadolu’nun o dönemdeki toplumsal ve ekonomik yapısı hakkında önemli bilgiler vermektedir. Kültepe’de yapılan kazılarda ayrıca Tunç Çağı’na ait temeli taş, duvarları kerpiçten yapılmış megaron biçi­minde tapınak ortaya çıkarılmıştır. Bu dönemin diğer buluntuları arasında çok odalı büyük evler ve depolar, küp şeklinde mezarlar ve bu mezarlarda heykeller, idoller, çok renkli bezemeli keramikler, törensel içecek kapları yer almaktadır.

Törensel içecek kabı, Kültepe
Törensel içecek kabı, Kültepe

İkiztepe

Samsun’un Bafra ilçesinin 7 km kuzeybatısında yer alan İkiztepe Höyüğü’nde Kalkolitik Çağ’dan itibaren tüm evreler boyunca ahşap mimari kullanılmıştır. Tunç Çağı boyunca İkiztepe yerleşim yerinde insan­ların ağaç gövdelerinden çivi kullanmadan inşa ettikleri evlerde yaşamış oldukları yapılan kazılar sonucunda ortaya çıkarılmıştır.

Aynı dönemde Anadolu’nun diğer bölgelerindeki yerleşmelerde evler taş temel üzerine kerpiç duvarlardan yapılırken, İkiztepe bölgesi gür orman örtüsüne sahip olduğu için evler işlenmemiş ağaç gövdelerinden yapılmıştır. Binalar yapılırken toprağa belli aralıklarla çakılan ağaç dikmelerin arası, dallarla örüldükten sonra çamur ile sıvanmıştır. Binaların tabanları da bastırılmış topraktan yapılmış olup, çamur ile sıvanmıştır. Çatı ise eğik olup sazlarla örtülmüştür.

Dua eden figürler, İkiztepe
Dua eden figürler, İkiztepe

İkiztepe’de yapılan kazılarda tamamı tunçtan yapılmış çok sayıda ayakta duran ve adeta dua eder şekilde tasvir edilmiş kadın figürleri bulun­muştur. Ayrıca toprak kaplar, çeşitli süs eşyaları ve silahlar bulunmuştur. Kazılarda bulunan 58 cm uzunluğundaki arsenikli bakırdan, dört kanatlı mızrak ucu Anadolu’da bugüne kadar ele geçen en uzun mızrak ucudur. Döküm olarak tek seferde üretilmiş olması teknik bir başarı olarak görülmektedir.

Mızrak ucu, İkiztepe
Mızrak ucu, İkiztepe

İkiztepe ve Aşıklı Höyüklerinde yapılan kazılarda bulunan kafataslarındaki ameliyat izleri, yaklaşık 4500 yıl önce yaşamış insanların beyin ameliyatı gerçekleştirdiklerini gösteriyor. Tıp kitaplarında yer alan Aztek ve Mısır örneklerinden farklı olarak “kapak açma” yöntemi için oluş­turulan muntazam deliklerden gerçekleştirilen ameliyatlardan sonra hasta­ların bazılarının yıllarca yaşadığı tespit edilmiştir. İkiztepe’deki ameliyat izlerini taşıyan kafatasları Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müzesinde, Aşıklıhöyük’te bulunanlar ise Aksaray Müzesinde sergilen­mektedir.

Yorum yapın