Mehmet Ali Paşa’nın Güç Kazanması – Vehhabilik Hareketi

Fransa, İngiltere ile giriştiği rekabette 1798’de İngiliz güçlerini Hindistan’da yok etmeyi amaçlamış ve bunun için önce Mısır’ın işgal planını yürürlüğe koymuştur. Mısır’ı alarak Süveyş Kanalı üzerinden Hindistan’a ticaret yapmayı hedefleyen Fransa, Yedi Yıl Savaşlarıyla kaybettiği sömürgeleri de Mısır’ı işgal ederek telafi etmek istemiştir.

Bu hedefler doğrultusunda Napoleon komuta­sında harekete geçen Fransız ordusu, İskenderiye ve Kahire’yi ele geçirerek Mısır’ı işgal etmiştir. Napoleon’un Mısır’ı işgaliyle unutulmaya yüz tutmuş olan Doğu Akdeniz Havzası tekrar dünya gündemine girmiştir.

BİLİYOR MUSUNUZ?

Napoleon’un Mısır’ı işgal etmesi, Osmanlı Devleti ile Avrupalı devletlerin büyük tepkisine neden olmuştur. Bu sorunu tek başına çözemeyeceğini düşünen Osmanlı Devleti, İngiltere ve Rusya’nın desteğini alarak Fransa’ya 1798’de savaş ilan etmiştir. Böylece Osmanlı Devleti, ilk defa topraklarını işgal eden bir ülkeye karşı Avrupalı devletlerle iş birliğine gitmiştir.

Fransızların Mısır’ı işgal etmesinden farklı sebeplerle kaygı duyan Avusturya da İngiltere’nin yanında savaşa girmiştir. Bu arada Mısır üzerinden Filistin’e ilerleyen Fransız kara ordusu, Akka önlerine gelmiştir. Burada Cezzar Ahmet Paşa komutasında­ki Osmanlı birlikleri karşısında başarısız olan Napoleon, Mısır’a dönmek zorunda kalmıştır. Ardından Osmanlı ordusu, Mısır’a girdiyse de başarısız olmuş ve Filistin’e geri çe­kilmiştir. İngilizlerin Süveyş’e çıkması üzerine Fransızlar Mısır’ı boşaltmak zorunda kalmıştır.

Napoleon’un Akka saldırısı (Tablo)
Napoleon’un Akka saldırısı (Tablo)

Mehmet Ali Paşa, Mısır’ı Fransız iş­galinden kurtarmak için 1799 yı­lında Kavala’dan gönderilen seçme askerlerin başında Kahire’ye gelmiş­tir. Fransızların Kahire’yi boşaltma­sından sonra kısa sürede buradaki başıbozuk askerleri yönetimi altına alan Kavalalı Mehmet Ali Paşa, bu askerlerin komutanı olmuştur. Meh­met Ali Paşa, hızlı bir şekilde Mısır’da kendi otoritesini kurmayı başarmış ve bu nedenle 1805’te buraya vali olarak atanmıştır.

Mehmet Ali Paşa, Osmanlı toprağı olmasına rağmen Mısır üzerin­de söz sahibi olan Kölemen beylerinin etkisini ortadan kaldırarak Mısır’ın tek hâkimi hâline gelmiştir. Mehmet Ali Paşa’nın Mısır’da giderek güç kazanması, Osmanlı yönetimini rahatsız etmiştir. Bu nedenle Selanik ve Kavala valiliklerine tayin edilen Mehmet Ali Paşa bunu kabul etmeyerek Mısır’da kalmıştır.

Mehmet Ali Paşa
Mehmet Ali Paşa

Bu suretle Mısır’a hâkim olan Mehmet Ali Paşa, bundan sonra Mısır çevresinde nüfuzunu yaymaya çalışmıştır. Mehmet Ali Paşa, Os­manlı Devleti’nin bir türlü sonuçlandıramadığı Hicaz’daki Vehhabi İsyanı’nı 1818’de bastırarak hac yolunu açmış ve İslam dünyasında saygınlık kazanmıştır. Bu nedenle Osmanlı Devleti, Mehmet Ali Paşa’ya Hicaz ve Habeş valiliklerini de vermiştir. Bundan sonra Mehmet Ali Paşa, 1822’de Sudan’da hâkimiyet kurmuştur.

Mehmet Ali Paşa, aynı dönemde Osmanlı Devleti’nin içinde bu­lunduğu dağınık ve güçsüz durum nedeniyle Orta Doğu’da daha da güç kazanmıştır. Nitekim Sultan II. Mahmud, Mora İsyanı’nı bastıramayınca Girit ve Mora valilikleri karşılığında Mehmet Ali Paşa’dan yardım istemek durumunda kalmıştır. Bu ise Mısır vali­sinin nüfuzunun daha da artmasına neden olmuştur.

Vehhabilik Hareketi

Vehhabilik; XVIII. yüzyılın ortalarında, Suudi Arabistan’ın Necd Bölgesi’nde yeni bir dinî akım olarak ortaya çıkmıştır. Vehhabilik, Muhammed b. Abdülvehhâb tarafından kurulmuş ve genel olarak tasavvufu, bidat olarak görmüştür. Özellikle tevhit inancına yönelik farklı görüşleriyle bazı âlimlerin tepkisini çeken Muhammed b. Abdülvehhâb, 1745’te Suud ailesinin siyasi desteğini kazanmıştır.

Suud Şeyhi, Suudi hâkimiyetini desteklemesi karşılığında Vehhabi hareketini yayma hususunda her türlü yardımı yapmaya söz vermiştir. Bu ittifakla Suudiler, Abdülvehhâb’ın vefat ettiği 1792 yılına kadar geçen sürede, Riyad’da hâkimiyet kurmuştur. XIX. asrın ilk yıllarından itibaren Suudi-Vehhabi ittifakı; kuzeyde Irak ve Suriye, güneyde Umman ve batıda Hicaz topraklarına doğru yayılmaya başlamıştır.

Suudi-Vehhabi kuvvetlerinin Tâif, Mekke, Medine’yi içine alan Hi­caz Bölgesi’ni ele geçirmesi üzerine Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa, Vehhabileri Hicaz’dan çıkarmak için görevlendirilmiştir. Mehmet Ali Paşa kuvvetleri, 1813 yılında Mekke ve Medine’yi tekrar Osmanlı yönetimi altına almıştır. 1824’te Suud ailesi, Riyad’ı geri alarak merkez yapmış ve Suudi Emirlik’i yeniden kurmuştur.

XX. Yüzyılın Başlarında Vehhabilik

İbn Suûd, 1912’den itibaren görevlendirdiği hocalarla bazı be­devi kabilelere dinî eğitim vermeye başlamıştır. Ayrıca askerî güç de oluşturularak Riyad ve çevresinde Vehhabi-Suudi hâki­miyeti artırılmıştır. Osmanlı Devleti, bu durumu kabullenerek 1914’te Necid’e vilayet statüsü vermiştir.

Suudiler, I. Dünya Savaşı şartlarında güçlenmeye devam ederek Şerif Hüseyin (Görsel 3.22) kuvvetlerine karşı verdikleri mücadelelerde başarılı olmuş ve 1920’lerde Hicaz Bölgesi’ne hükmetmiştir. İbn Suûd önderliğinde 1930’lara kadar sürecek bir mücadele sonucunda, Suudi Arabistan bugünkü sınırlarına ulaşmıştır.

1932’de Suudi Arabistan Krallığı’nın ilan edilmesiyle Vehhabilik bağımsız ve kalıcı devlet desteğine kavuşmuştur.(Mehmet Ali Büyükkara, “Vehhâbîlik”, s.611-615’ten düzenlenmiştir.MEB)

Yorum yapın