Beynimiz günlük hayatımızda düzenli olarak yaptığımız davranışlardan, hislerimizin oluşturulmasından, ruhsal ve bedensel olarak sağlıklı olmamızdan sorumlu bölgedir. Beyin dıştan bakıldığında boyuna bir yarıkla ikiye bölünmüştür. Her iki yarım küre de derin iki yarıkla enine bölünür. Ayrıca üzerinde birçok girinti-çıkıntı vardır. Bu yüzden beynin dış yüzeyi hacmine göre oldukça büyüktür.
Beyin bölgelerinin yakından tanınması, beynin işlevlerini anlamamızı kolaylaştıracaktır. Beyin üç kısımda incelenir: ön beyin, orta beyin, arka beyin.

a) Ön Beyin
Ön beyin iki bölgeye ayrılır: uç beyin ve ara beyin.
Uç beyin, beynin iki yarım küresini kapsar ve en dış kısmında bulunur. Bu bölge birçok girinti-çıkıntıya sahiptir ve korteks tabakası (beyin kabuğu) olarak da adlandırılır. Kortekste iki yarım kürenin birbiriyle haberleşmesini corpus callosum (sinir ağı demeti) sağlar. İstemli hareketler, öğrenme, akıl yürütme, iradeyi kullanma, hafıza, düşünce ve hislerin oluşması için impusları alır. Corpus callosum alınan impulsların daha önce kazanılmış bilgilerle karşılaştırılmasını ve bireyin kalıtsal yapısına özgü olarak tepki gösterilmesini sağlar. Tüm bunların gerçekleştirilmesi için hem duyu hem de motor nöronları barındırır. Yüz tanıma alanı yine bu bölgededir.

Beyin yarım kürelerinin enine kesitinde dış kısım nöron gövdelerini içerdiğinden boz (gri), iç kısım miyelin kılıflı aksonları bulundurduğundan ak (beyaz) görünür. Frontal (ön), paryetal (yan), oksipital (arka), temporal (şakak), loplara sahiptir. Bu loplar beynin her iki yarım küresinde de bulunur. Uç beyin yarım kürelerinden soldaki vücudun sağ tarafını, sağdaki vücudun sol tarafını kontrol ederek verileri işler.
Frontal lop, alnın arkasındadır. Planlama, organizasyon, problem çözme, dikkat, algılama ve tanımayla ilgili bilginin işlendiği yerdir. İskelet kasları, yüz kasları ve dil kaslarının idare yeri burasıdır. İnsanın kişiliğinin oluşturulduğu loptur.
Paryetal lop, frontal lobun hemen arkasında yer alır. Tatların ve dokunmanın algılandığı, acı hissinin oluştuğu ve bunların hafızaya alındığı yerdir. Aynı zamanda okuma faaliyetinin kontrol edildiği bölüm de burasıdır. Konuşma hem frontal hem de paryetal lopların kontrolündedir. Düşüncenin oluşması, işleyen bellek kavramı bu bölge için geçerlidir. İnsan beyninin hayvan beyninden farkı, özellikle bu bölgede ortaya çıkmaktadır.
Bellek: Bellek düşünce, algı ve deneyimleri bir arada tutan bilişsel bir süreçtir. Bellek sayesinde öğrenilen duygu, düşünce ve davranışlar kullanılarak geçmiş, şimdi ve gelecek birbirine bağlanır. Tüm bunları yaparken bellek, kodlar (bilgiyi belleğe yerleştirir), depolar (hafızada tutar), arayıp bulur ve geri getirir (bilgi bellekten geri çağrılır). Bu üç aşamadan biri sekteye uğrarsa bellekte sorunlar ortaya çıkar. Ses, ışık, renk, dokunma vs. gibi yaşantılara karşılık olan her uyarıcı türü bellekte kodlanabilir. Tüm veriler limbik sistemle birleştirilir. Bir çalışmada, cümle içinde kullanılan veya bir ilişki içine sokulan kelime çiftlerinin hatırlanma düzeyinin%75, yalnız ezberleme yoluyla hatırlama düzeyinin ise %35 olduğu gözlenmiştir. (Kaynak: http://tip.ikc.edu.tr/ files/31/pdfler/ders%20materyelleri/ bellek%20hafza.pdf) |
Oksipital lop, paryetal lobun hemen arkasında bulunur. Görmenin ve fotoğrafik hafızanın merkezidir. Başın arkasına vurulması bu bölgeyi uyarır ve yıldız görülmesine sebep olur.
Temporal lop, şakakların arkasında yer alır. Kokunun ve işitmenin anlamlandırıldığı yerdir. Kısa süreli hafıza merkezidir. Ayrıca seslerle ilgili hafızanın da oluşturulduğu yer burasıdır. Konuşma öğrenilirken işitsel merkezle birincil olarak iş birliği yapar. Bu yüzden konuşmanın öğrenileceği yaşlarda seslerin olmaması öğrenmeyi zorlaştırır. Kişinin oksipital lobuyla temporal lobu birlikte çalıştığında müzik ve ritim yetenekleri ortaya çıkar.
Görüntü kalıplarının ortaya çıkarılması, beden dilinin anlaşılması ve yorumlanması bu bölgede gerçekleşir. Özellikle sağ temporal lop resimlere ve yüzlere ait verileri depolarken; sol temporal lop ise kelimelerin ve isimlerin hafıza merkezidir.
Konuşmayı öğrenirken önce işitilen kelimeyi söylemeyi öğreniriz. Okuma çağına gelindiğinde ise yazılı bir kelimeyi okuyup söylemeyi öğreniriz.

Bu iki şekil karşılaştırıldığında, sözcükleri duyduğumuzda ve sözcüklerin yazılı hâlini gördüğümüzde beyinde ilk karşılanan yerlerin farklı olduğu görülür. Birincil işitsel alanda, sözcükleri kodlayan ses sinyalleri alınır. Dilin algılandığı yerde sözcükler yorumlanır. Diğer bir alanda, başka duyulardan gelen bilgilerle karşılaştırılarak sözcükler tekrar yorumlanır ve dil organını ve kasları hareket ettirecek bölge olan motor korteks uyarılır. Motor korteks ilgili kasları ve dil organını uyarır.
İşitsel deneyimlerimiz temporal lop hafızasına kaydedilmeden önce kullanılan dildeki eş değer karşılıklarına dönüşür. Kitap okurken önce sözcüklerin dildeki anlamları ve bizde uyandırdığı düşünceleri, ardından kullanılan simgeleri ve yazı karakterini saklar. |
Beyin ölümü: Ölüm kalp işlevlerinin ve solunumun kalıcı olarak durmasıdır. Beyin ölümü ise solunum dâhil beyin sapının işlevlerinin ve bilincin geri dönüşümsüz olarak kaybedilmesidir. Beyin ölümü tanısına bireyin hastalığına bağlı olarak anestezist, kardiyolog, nörolog ve nöroşirürjiden oluşan en az dört kişilik uzman hekim kurulunca, belli laboratuvar sonuçları ve somut göstergelere bakılarak karar verilir. Beyin ölümü tanısında bilincin tam kaybı, göz refleksinin ve yutkunmanın kaybedilmesi, solunum cihazı olmadan soluk alıp verme refleksinin gerçekleşmemesi gibi kriterler kullanılabilir. Bu gibi kriterlerin 12-24 saat aralığıyla takibi sonucu elde edilen veriler hekim kurulu tarafından değerlendirilerek beyin ölümü tanısı hasta yakınlarıyla paylaşılır. Söz konusu gözlemleme süresi ülkelere göre farklılık gösterir. Avrupa’da bu sürenin en uzun olduğu süre Türkiye, Almanya ve Avusturya’dır. Tıbbi destekle vücut fonksiyonları çalışan hastanın, yakınlarının kararıyla tıbbi destek kesilir. Klinik ölüm olarak da adlandırılan beyin ölümü tanısı; yaşam desteği bekleyen başka hastalar ve henüz fonksiyonlarını kaybetmemiş ve bir başka insana hayat verebilecek organların nakledilmesi için de son derece önemli ve değerlidir. (Kaynak: http://dergipark. gov.tr/download/article-file/140878; http:// www.journalagent.com/sscd/pdfs/SS) |
Ara beyin, talamus, hipotalamus ve epitalamustan oluşur.
Talamus, duyu organlarından gelen impusların sınıflandırıldığı ve ilgili merkezlere iletildiği yerdir. Fakat koku duyusundan gelen uyartılar talamusa uğramadan uç beyine aktarılır. Duyu organlarından alınan verileri, beyin kabuğuna iletir.
Talamusun altında, yanında ve önünde embriyonik dönemden kalma hücreler bulunur. Bu hücreler, ileriki dönemlerde; hipotalamus, amig- dala, talamus, beyin kabuğuna ait hücreler olarak farklılaşır. Embriyonik dönemden farklılaştıkları zamana kadarki bilgileri içeren bu bölgeye limbik sistem denir. Motor hareketlerin ve ilk hareketin başlamasını kontrol eder. Akıcı konuşma, limbik sistem sayesinde, uç beyinden gelen geri bildirimlerle kontrol edilerek gerçekleşir.
Talamus veya uç beyinden herhangi birinin hasara uğraması düzgün ve anlaşılır konuşmayı tümden veya göreceli olarak bozar. |

Hipotalamus, homeostatik düzenleme için beynin en önemli bölgelerinden biridir. Vücudun biyolojik saatini düzenler. Vücut ısısını ayarlar. Vücudun termostatıdır. Yapısında bulunan hipofiz bezini kontrol eder. Açlık, susama, cinsel davranışlar, savaş-kaç tepkisi, kan basıncı, kalp atış hızı, vücut sıcaklığı, iştah ve uyku düzeni gibi faaliyetlerle insanı hayatta tutar
Termostat: Çevre ısındığında vücut ısınır. Vücut sıcaklığı arttığında hipotalamustaki termostatın soğutma mekanizmaları devreye girer. Deri ve kan damarları genişler. Isı, deri yüzeyinden yayılır ve terleriz. Böylelikle vücut sıcaklığı düşer. Çevre soğuduğunda, vücut ısı kaybeder. Hipotalamustaki termostatın ısıtma mekanizmaları devreye girer. Derideki damarlar daralarak kanı içe doğru çeker. İskelet kasları istemsiz kasılır (titrer), ısı üretir ve vücut sıcaklığı artar. |
Epitalamus epifiz bezini içerir. Epifiz bezinden melatonin hormonu salgılanır.
Epitalamus epifiz bezini içerir. Epifiz bezinden melatonin hormonu salgılanır. |
b) Orta Beyin
Görme ve işitme duyularının refleks merkezidir. Cismin görüntüsü tam belirmeden başın görüntü yönüne doğru çevrilmesi, parlak ışıkta göz bebeğinin küçülmesi, az ışıkta büyümesi gibi görme reflekslerinin merkezidir. Kasların hafif kasılı kalmasını (kas tonusu) sağlayan merkez de orta beyinde bulunur. Vücut duruşunun kontrolü orta beyin tarafından yapılır. Bir nesne hakkında alınan bütün duyular burada bütünleştirilerek nesneyle ilişkilendirilir. Bu bilgiyi ön beyne aktarır. Duyma ile ilgili tüm aksonlar ya burada sonlanır ya da buradan geçerek uç beyne gider.

c) Arka Beyin
Omurilik ile orta beynin birleşme bölgesinde yer alan, birçok nöronun geçiş yollarının bulunduğu yerdir. Arka beyin üç kısımda incelenir: beyincik, omurilik soğanı ve pons.
Beyinciğin iç kısmında ak, dış kısmında boz madde bulunur. Hareket ve dengenin merkezidir. Bunun için iç kulaktaki yarım daire kanallarından ve gözden gelen verileri değerlendirir. Kas hareketlerinin ritmik, planlı ve düzenli gerçekleşmesinden sorumludur. Yapılan hareketlerde eklemlerin pozisyonları ve kasların uzunlukları hakkında bilgileri alarak analiz eder. Hangi değişikliklerin yapılacağına karar verir. İki ayak üstünde yürüyebilmeyi, el-kol hareketlerinin düzenli yapılmasını sağlar.
Beyinciği hasar görmüş bir insan, nesnenin hareketini izler ama nesne dursa bile nesneyi hareketliymiş gibi izlemeye devam eder. Bu UYARI insanlarda yürümede bozukluk ve denge kaybı görülür.
Omurilik soğanına, son beyin kısmı da denir. Beyinciğin altında pons ile omurilik arasında yer alır. İç tarafında boz, dış tarafında ak madde vardır. Kalp, akciğer, böbrek, karaciğer, mide, bağırsak gibi iç organlarımızın çalışmasını ve dolaşım, boşaltım, solunum gibi sistemlerimizi kontrol eder.
İç organları harekete geçiren çiğneme, yutkunma, kusma, öksürme, hapşırma, nefes alma gibi otomatik gerçekleşen homeostatik olayları kontrol eder. Vücut içi refleks kontrolünde görev yapar.
Beyinden çıkan sinirler burada çapraz yaparak omuriliğe gider. Vücudumuzun sağ tarafını kontrol eden sinirler beynin sol kısmında, sol tarafını kontrol eden sinirler beynin sağ kısmında bulunur. Söz konusu homeostatik olaylar hayati önem taşıdığından buraya hayat düğümü denir.
Omurilik soğanı şiddetli darbe alırsa bilinç ve refleks kaybı yaşanır. Hatta solunum ve kalp durabilir. |
Pons (Varol köprüsü), ön beyin, beyincik ve omurilik soğanını birbirine bağlar. Pons, tüm vücudun kullanıldığı hareketlerin gerçekleştirilmesinde omurilik soğanıyla eş güdümlü çalışır. Tırmanmak ve koşmak gibi tüm vücudun aktif olarak kullanıldığı hareketlerde, beynin iki yarım küresi de aktiftir. Bu tip hareketlerde sağ yarım küre vücudun sol tarafını, sol yarım küre vücudun sağ tarafını kontrol eder ve pons burada bağlantıyı sağlar.
———- o ———-
Merkezi Sinir Sistemi Elemanları