Sindirim Sistemi Rahatsızlıkları Nelerdir ve Bu Rahatsızlıklardan Nasıl Korunabiliriz?

Reflü; sağlıksız beslenme, aşırı yağlı yiyecekler ve ilaç kullanımı gibi nedenlerle mide ağzındaki kapayıcı kasın gevşeyerek mide asidinin yemek borusuna geri kaçmasıyla oluşan hastalıktır. Bu nedenle mide­den yemek borusuna asitli mide içeriği geçer ve yemek borusu mukozası, asitli sıvı nedeniyle hasar görür. Bu durum yanma hissini oluştu­rur.

Hastalığın belirtileri; yemek borusunda yanma, yutkunma zorluğu, göğüs ağrısı, kuru öksürük ve ses kısıklığı şeklinde görülür. Genellikle mide asidini azaltıcı ilaçlar yardımıyla tedavi edilir. Hasta ilaçlara cevap vermediği takdirde hastaya cerrahi müdahale uygulanabilir. Reflüsü olan kişiler asitli ve baharatlı ürünler, alkol, hazır meyve suları, aşırı çay ve kahve tüketiminden kaçınmalıdır.

Gastrit, mide iç yüzeyindeki mukoza tabakasının yıpranması ve zarar görmesi durumudur. Yetişkinler başta olmak üzere tüm yaş gruplarında yaygın görülebilen bir hastalıktır. Başlıca nedenleri; bilinçsiz ve aşırı ilaç kullanımı, kafein, sigara kullanımı, yetersiz beslenme, Helicobacter pylori bakterisinin yol açtığı mide enfeksiyonları, stres ve radyote­rapidir. Fakat yapılan araştırmalar, çoğu gastritin mide mukozasındaki kronik bakteriyel enfeksiyon sonucu olduğunu göstermektedir.

Gastrit; karın ağrısı ve kramplar, mide bulantısı, kusma, iştah kaybı, şişkinlik, ağızda acı bir tat veya doygunluk hissiyle kendini gösterir. Bu hasta­lık, mide salgılarını giderek azaltır. Salgılamanın azalması, sindirimi ve emilimi azalttığı için kansızlık görülebilir. Genellikle gastrit tedavisinde asit baskılayıcı ilaçlar kullanılır. Eğer, gastrit bakteriyel kaynaklı ise an­tibiyotik tedavisi uygulanır. Gasrtrit kontrol altına alınmadığında daha geniş alanlara yayılarak ülsere dönüşebilir.

Ülser; kan akışının ve mukus salgısının azalması, H. pylori enfeksi­yonu ve iltihaba bağlı aşınmalar nedeniyle oluşan hastalıktır. Böylece mide veya ince bağırsak mukozasının sindirimi gerçekleşirken sindi­rim kanalı hasar görür. Mide ve ince bağırsakta sık görülmekle birlikte ağız ve yemek borusunda da rastlanabilir.

Ülser, temelde iki şekilde oluşabilir: Birincisi asit ve pepsinin mide mukozasından aşırı salgılanmasıdır. İkincisi ise sindirim kanalındaki mukoza bariyerinin, asit-pepsin karışımının sindirici gücüne karşı koyamamasıdır. Ülsere zemin hazırlayan diğer nedenler arasında sigara, alkol ve ilaç kullanımının artmasıdır. Ülser tedavisi için antibiyotik kullanımının yanı sıra antihistaminik özellikteki ve asit sekresyonunu baskılayacak ilaçlar tavsiye edilir.

Midedeki ülserin iyileşme süreci
Midedeki ülserin iyileşme süreci

Hepatit, karaciğerin bazı etkenlere bağlı olarak tahrip olmasıyla olu­şan hastalıktır. Viral kökenli olan hepatitler, dünyada ve ülkemizde en sık görülen enfeksiyon hastalıklarıdır. Viral hepatitler virüsün tipine bağlı olarak Hepatit A, Hepatit B, Hepatit C, Hepatit D, Hepatit E, Epstein-Barr (Epsteyn bar) virüsünün yol açtığı hepatit ve herpes virüsü hepatiti olarak adlandırılır. Hepatit B ve C kan yoluyla bulaşır.

Tırnak makası, diş fırçası, tıraş bıçağı, dövme veya akupunktur iğnesi, manikür-pedikür malzemeleri ya da diş tedavisinde kullanılan ancak iyi sterilize edilmeyen delici ve kesici aletlerin ortak kullanımının yanı sıra cinsel yolla ya da kan ürünleriyle de bulaşabilir. Kanalizasyon sistemi­nin suyu iyi filtre etmemesi de hepatit hastalığının besin ve su aracılı­ğıyla yayılmasına neden olur.

Hemoroit, Yunancada haima (kan) ve rhoos (akma) kelimelerinden oluşmuştur. Halk arasında basur olarak bilinir. Rektumda dışkı kontro­lüne yardımcı olan kan damarlarınca zengin hemoroidal yastıkçıklar bulunur. Bu yastıkçıklarda şişme veya iltihaplanma olduğunda hemo- roit hastalığı oluşur. Hemoroit bir bağ dokusu hastalığıdır. Rektumda iç ve dış hemoroitler hâlinde görülebilir. Bu durum anüs çevresinde kanamaya neden olur.

Genetik faktörler, beslenme tarzı (diyet), sıvı tü­ketiminde yetersizlik, karın içi basıncı arttıran ıkınma hareketleri, anüs çevresinin bol su ile yeterince temizlenmemesi, sucuk, pastırma gibi besinlerin çok tüketilmesi nedenleriyle hastalık oluşabilir. Lif bakımın­dan zengin lahana, kabak, pırasa gibi besinlerle beslenme, bol sıvı alınması, düzenli tuvalet alışkanlığı, sıcak su oturma banyosu veya ilaç tedavisi önerilmektedir. Hastalığın ileri derecelerinde cerrahi müdahale uygulanır

Hemoroit
Hemoroit

Antibiyotikler, enfeksiyona neden olan bakterilerle birlikte bağırsak or­tamındaki sindirimden sorumlu bakteriler ile B ve K vitaminin sentezinden sorumlu olan yararlı bakterileri de yok eder. Bilinçsiz kullanılan ilaçların etkisiyle bağırsak boşlundaki pH değerinde meydana gelen değişiklik, enzimlerin çalışmasını da olumsuz etkiler.

Besinlerin sindi­rim ve emilimi de aksar. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), uygun ve doğru antibiyotik kullanımını “Klinik olarak tedavi etkisi maksimum, ilaçla ilgili yan etki ve mikrobiyal direnç gelişim riski minimum olan an­tibiyotiklerin etkin kullanımı” şeklinde tanımlamaktadır. Doğru anti­biyotik kullanımıyla ilgili bilgi düzeyinin artması için bireylerin eğitimine önem verilmelidir.

Bu amaca yönelik eğitim programları düzenlenmeli­dir. Sindirim sistemi hastalıklarından korunmak ve sindirim sisteminin sağlığını sürdürmek için;

  • Lifli besinlerin tüketimi arttırılarak düzenli ve dengeli beslenilmelidir.
  • Aşırı yağlı yemeklerden, kafeinli ve asitli içeceklerden uzak durulma­lıdır.
  • Et ve süt ürünleri çiğ olarak tüketilmemelidir.
  • Yenilen besinlerin çok sıcak veya soğuk olmamasına dikkat edilme­lidir.
  • Stresten uzaklaştıracak hobiler edinilmelidir.
  • Yiyecekler, yavaş ve uzun süre çiğnenmelidir.
  • Sindirim sisteminin düzenli çalışmasının devamını sağlamak için dü­zenli egzersiz yapılmalıdır ve bol su içilmelidir.

Sindirim Sistemi Nedir?

Yorum yapın