Toplumsal Yaşam ve Özgürlükler

Hak ve özgürlükle ilgili tartışmalar genellikle toplumsal boyutta ele alınır. Yalnız başına, toplumdan uzak yaşayan bir insanın, sahip olduğu hakları kullanmaması ya da özgürlüklerinin kısıtlanması söz konusu değildir.

Öte yandan diğer insanlarla birlikte bir topluluk hâlinde yaşayan insanların da tüm hak ve özgürlüklerini kullanamadıkları bir gerçektir. Birlikte yaşamak, kişisel çıkarların zaman zaman çatıştığı durumlarda insanların, herkesin ortak yararına olacak şekilde bazı hak ve özgürlüklerden vazgeçmelerini zorunlu hâle getirir.

Toplumsal Yaşam ve Özgürlükler

Dünya, tüm insanların bir arada yaşadığı bir köydeki her 100 kişiden; 61’i Asyalı, 13’ü Afrikalı, AvrupalI olurdu. 22’si Çince, 9’u İngilizce, 3’ü Türkçe konuşurdu. 20’si 9 yaşın, 50″den fazlası ise 30 yaşın altında olur­du. 32’si Hristiyan, 19’u Müslüman, 13’ü Hindu olur; 15’i hiçbir dine inanmazdı. 50’sinin güvenilir yiyeceği olmaz, 20’si ise açlık sınırının altında yaşardı.

Ama yine de büyük oranda birbirlerinin haklarına ve özgürlüklerine saygı du­yarlardı. Aksi bir durumun herkes için kötü sonuçlar doğuracağının farkında olurlardı (Resim: Shelagh Armstrong, Dünya Bir Köy Olsaydı, s. 8).

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde, tüm insanların sahip olduğu ve hiçbir durumda ellerinden alınamayacak temel haklar sıralanmıştır. Burada bahsi geçen hakların kullanılabilmesi için toplumda birlikte yaşadığımız insanların, başka­larının hak ve özgürlüklerine saygı, hoşgörü, tolerans ve empati gibi tutumlara sahip olmaları gerekir.

Birlikte yaşamayı başaran her toplumda bunlar az ya da çok var demektir. Eğitim, güvenlik, adalet, boş zaman, vatandaşlık, ekonomi, sanat ve din temel hakların gerçekleşmesine hizmet ederler. Devlet kurumu ise vatandaşlarına bir kimlik verir ve onlara hizmet götürür.

Herkesin farklı bireysel çıkarlarının olabileceği göz önüne alındığında birlikte yaşamanın, birtakım sorunlara yol açabileceği aşikârdır. Fakat böyle durumlarda da mahkemeler gibi sorun çözme mekanizmaları geliştirilmiştir. Hak ve özgürlük İhlallerine yol açan çatışma ve uzlaşmazlıkları önlemek için kolluk kuvvetleri, yasalar, kurallar, gelenekler oluş­turulmuştur.

İnsanları ortak çıkarlar etrafında birleştirmek, birlikte yaşama duygusunu güçlendirmek için siyaset kurumu aktif hâle gelmiştir. Toplum, farklı etnik ve kültürel gruplar içerdiği oranda, medyada ve liderlerin söylemlerinde uzlaşma, çeşitlilik ve çoğulculuk gibi değerlere vurgu artar.

Yorum yapın