Yunan Mimarisi – Tapınaklar, Gymnasium, Stadium, Theatrum

Yapılarda kullanılan malzeme, plan ve süslemelerde ortaya çıkan yeni­liklere bağlı olarak Yunan mimarisi zaman içinde önemli değişimlere uğramıştır. Temel yapı formları ve uygulamalar (ilk anıtsal tapınaklar gibi) ilk kez Arkaik Dönem’de ortaya çıkarken, Klasik Dönem’de Yunan uygar­lığı ve sanatı en parlak evresini yaşamıştır.

Bu dönemde yapıların plan tipleri, mimari unsurları, oranları ve süslemeleri konularında güçlü bir gelenek oluşmuştur. Helenistik Dönem’de daha önceki mimari gelenekler takip edilmekle birlikte yeni düzen, form ve oran uygulamaları ağırlık kazanmıştır.

Aynı mimari yapıda farklı düzenlere ait unsurlar bir arada dekoratif amaçlı kullanılmıştır. Yapılarda mimari süslemelerine verilen önem artmış, daha önceki yüzyıllarda görülmeyen birçok motif ve kompozisyon ortaya çıkmıştır.

Yunanistan’da ilk siyasal örgütlenmeler polis adı verilen şehir devletleridir. Şehirlerin etrafı surlarla çevrilmiştir. Şehirlerde birbirine paralel ve birbirini dik kesen düzenli caddelerin bulunduğu ızgara planı uygulanmıştır. Duvarları resim ve mozaiklerle kaplanmış saraylar ve evler, geniş bir avlu ile onun etrafında yer alan odalardan oluşmaktadır.

Temsili Agora resmi
Temsili Agora resmi

Şehirlerin merkezini, agora adı verilen ve çevresine değişik işlevli yapıların inşa edildiği meydanlar oluştur­maktadır. Kentin sosyal, ticari ve dinî yaşamında önemli yer tutan agoraların yakınlarında, işlik ve dükkânların yer aldığı stoalar, şehir meclisinin toplandığı meclis binası bouleterion (boleteryum), amfitiyatroların küçüğü olan ve konser binaları olarak kullanılan odeionlar (odeon) bulunmaktadır.

Temsili Bouleterion resmi
Temsili Bouleterion resmi

Bunların yanı sıra gençlerin teorik ve beden eğitimi aldığı gymnasium (cimnazyum), atletizm yarışlarının gerçekleştiği stadium (stadyum) ve theatrum (tiyatro) gibi kamu binaları kentlerin ayrılmaz unsurlarıdır. Şehre hâkim tepe üzerinde (akropoliste) ise halkın nazarında en saygın yapı olan tapınaklar yer almıştır.

Atina Akropolisi (temsili resim)
Atina Akropolisi (temsili resim)

Tapınaklar uzun dikdörtgen biçimli megaron denilen ev tipinin geliştirilmesiyle ortaya çıkmıştır. İlk dönemlerde tapınaklar, ahşap ve kerpiçten inşa edilen, üzeri saz ve kamışla örtülü basit yapılardır. Daha sonra kireç taşı ve mermer gibi daha dayanıklı taşlar ve pişmiş toprak kiremitler kullanılmaya başlanmıştır.

Yunan tapınakları, tanrı heykelinin yer aldığı bir mekân, bunun önünde yer alan bir giriş bölümü ve dışta bunları çevreleyen sütun dizilerinden oluşmuştur. Tanrı evi olan tapınakların içine girilmemekte, dinî törenler avludaki sunağın yanında yapılmaktadır.

Arkaik Dönem’de anıtsal tapınaklar yapılmaya başlanmış ve tapınak­ların friz, metop, alınlık ve akroter gibi mimari unsurları, figürlü kabartma­larla süslenmiştir. Tapınaklar belli nizamlara göre inşa edilmiş olup tapınakların hangi nizamda yapıldığı cephe düzeni ve sütun başlıklarından anlaşılmaktadır. Bunlar ortaya çıkış tarihlerine göre ilk olarak Yunani­stan’da görülen Dor, Batı Anadolu kökenli olduğu kabul edilen İyon ve diğerlerinden daha sonra ortaya çıkan Korint nizamıdır.

Dor nizamı
Dor nizamı

Dor nizamı, MÖ 7 – 5. yy. da Yunanistan, Güney İtalya, Sicilya ve Anadolu’daki tapı­naklarda görülmektedir. Tapınağın alt döşeme tabanına, çoğunlukla üç basamaklı merdi­venle çıkılır. Kaidesi olmayan sütunlar doğrudan döşeme tabanına oturtulmuştur.

Silindirik taş parçasından meydana getirilen sütun gövdeleri, üzerlerindeki sade başlık­larla çatıya bağlanmıştır. Sütunlar belli bir oran içinde aşağıdan yukarıya doğru gittikçe incelir. Sütun başlıkları birbirine baştaban arşıtrav dediğimiz düz taş bloklarla bağlan­mıştır. Bunun üzerinde aralıklı olarak sıra­lanmış, üç düşey yivden meydana gelen ve triglif denilen bir friz uzanmaktadır.

Frizin üzerinde uzanan korniş, yapının saçak göre­vini yüklenmiştir. Kornişin desteklediği çatı, tapınağın iki cephesinde üçgen birer alınlık meydana getirecek şekilde meyilli olarak yapılmıştır. Alınlıklar çoğu kere kabartmalar­la doldurulduğu gibi, tepe ve köşelerine heykeller de kondurulmuştur.

Iyon Nizamı
Iyon Nizamı

İyon Nizamı, MÖ 6 – 4. yy. da İyonya olarak adlandırılan Batı Anadolu kıyıları ve Ege adalarında daha yaygın olarak benimsen­miştir. Daha ince ve zarif olan İyon nizamın­da, tapınaklar basamaklı bir zemin üzerinde bulunur. Gövdeleri ince, uzun ve yivlerle süslü İyon sütunları döşeme düzeyine yerleştirilen kaideler üzerine oturtulmuş­tur.

Önden bakıldığında sütun başlıklarının iki yanında volüt adı verilen helezonik iki kıvrımın arasında zarif bezemeler vardır. Arşitrav tek bloktan, dışa taşkın olarak yapılmış iki veya üç katlıdır. Abaküs daha incedir. Frizin üstünde süslü ikinci bir friz daha bulunur. İyon tapınakları Dor nizamın­daki tapınaklara göre daha ince ve yüksektir.

Korint Nizamı
Korint Nizamı

Korint Nizamı, MÖ 5. yy. da İyon nizamının çok az değişmiş bir şeklidir. Dor ve İyon nizamının görüldüğü her bölgede görülmek­tedir. Tek fark sütun başlıklarında görülür. Volüt başlık yerine akant (kenger) yaprakları ile donanmış sütun başlıkları kullanılmıştır. Bazı Yunan tapınaklarında Korint ve İyon sütun başlıkları birleştirilerek karma başlıklar kullanılmıştır. Bu tapınaklarda sütunların ye­rine kadın heykellerinin kullanıldığı görülür.

Klasik Dönem mimarlığının özelliklerini sergileyen Atina Akropolü’nde yer alan Parthenon Tapınağı Dor nizamına göre inşa edilmiştir. Bununla beraber Parthenon saf bir Dor tapınağı olmayıp, İyon düzeninin de izlerini taşımaktadır. Tapınakta kutsal oda duvarlarının üst kısmında ve düşey yüzeylerde frizler yer alır. Binada etkileyici olan unsurlardan biri de ince zarif ve mükemmel olan heykellerdir.

Tamamen mermerden inşa edilen tapınağın kutsal iç mekânında (naos) çatıyı destekleyen “U” biçiminde iç ve dış sütunlar mevcuttur. Binanın köşelerinde bulunan kolonlar çok az içe doğru eğimlidir. Bütün kolonlara dış bükey bel verilm­iş, böylece aşağıdan bakıldığında hepsi eşit boyuttaymış gibi görüntü verilmiştir.

Parthenon Tapınağı (temsili resim)
Parthenon Tapınağı (temsili resim)

Bu nizama göre yapılan diğer önemli eserler arasında Sicilya’daki Concordia (Konkordiya) ve Assos’taki (Behramkale) Athena Tapınağı Anadolu’da Dor düzeninde yapılmış ilk ve tek örnektir.

Athena Tapınağı, Asos (Behramkale)
Athena Tapınağı, Asos (Behramkale)

Atina Akropolü’ndeki Nike Tapınağı ise İyon nizamına göre yapılmıştır. Tapınağın geleneksel tapınak mimarisin­den çok farklı olan asimetrik ve çok mekânlı bir planı vardır. Arazinin eğimi dikkate alınarak tasarlanmış, farklı yönlere açılan mekânlar İyon düzenindeki sütun dizileri ile çevrelenmiştir.

Tapınağın ilginç yanlarından biri de güney­deki balkonda, üst yapının sütunlar yerine Karyatid adı verilen kadın heykelleri tarafından taşınmasıdır. Hera (Sisam Adası), Artemis (Efes), Apollon (Didim) ve Artemis (Sardes) tapınakları Arkaik Dönem’de İyon düze­ninde inşa edilmiş diğer önemli tapınaklardır.

Nike Tapınağı'ndaki karyatid heykeller
Nike Tapınağı’ndaki karyatid heykeller

Korint nizamına göre yapılan belli başlı tapınaklar arasında ise Silifke ve Atina yakınlarındaki Zeus tapınak­ları sayılabilir. Silifke’deki Zeus Tapınağı tek sıra sütunlu planlı görkemli bir yapıdır. Tapınak planında zamanla değişiklikler yapılmış ve tapınak 5. yy. da kiliseye çevrilmiştir. Doğudaki iki sütunun yerine apsis konmuş, tıraşlanmış sütunların arasına kuzey, güney ve batı kapıları sıkıştırılmış, ortadaki kutsal oda olan sella yıkılmış ve taşlarıyla sütun aralarına duvarlar örülmüştür.

Zeus Tapınağı, Silifke
Zeus Tapınağı, Silifke

Yorum yapın