Fransız İhtilali ile ortaya çıkan milliyetçilik akımından, Osmanlı Devleti bünyesinde bulunan uluslar etkilenerek bağımsızlık için isyan etmiştir. XIX. yüzyıldan itibaren devlet, tebaası olan ulusların birer birer bağımsızlıklarıyla sonuçlanan isyan hareketlerini bastıramaz duruma gelmiş, toplum düzeni ve uyum sarsılmıştır.
Osmanlı Devleti’nin güç kaybetmesi ve Balkan halklarının büyük devletler tarafından bağımsızlık için kışkırtılması, Osmanlı Devleti’nin Balkan topraklarını kaybetmesinde ve toprak bütünlüğünün bozulmasında çok etkili olmuştur.
Sırplar ve Yunanlılar başta olmak üzere Osmanlı Devleti’ne bağlı Balkan ulusları, ayrılıkçı hareketlere girişmeye başlamıştır. Bu uluslar, özellikle 1828-1829 ve 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşları ile kendi ulus devletlerini kurmak için istedikleri fırsatları bulmuştur.
Bu savaşlar sonunda imzalanan Edirne Antlaşması ile Yunanistan, Berlin Antlaşması ile de Sırbistan, Romanya ve Karadağ ulus devletleri kurulmuştur. II. Meşrutiyet’in meydana getirdiği karışıklıklardan istifade eden Bulgaristan, Balkan Savaşları’nı fırsat bilen Arnavutluk da bağımsızlığını ilan etmiştir.

Osmanlı Devleti’nin Balkan topraklarında Sırbistan, Yunanistan, Bulgaristan gibi ulus devletlerin ortaya çıkışı, beraberinde demografik hareketleri de getirmiştir. Avrupalı devletler, Balkanlardaki Hristiyan unsurları devlet kurmaları için desteklerken Müslümanlara aynı destek verilmemiştir. Osmanlı Devleti’nin Balkanlardaki topraklarında bu devletlerin kuruluşu sırasında yaşanan savaşlar ve ulus devletlerin izlediği baskı politikaları, bu bölgelerden kitlesel göçlere sebebiyet vermiştir.
Hristiyan topluluklar, çoğunluğu sağlamak için o bölgelerdeki Türk topluluklarını azaltmayı amaçlamıştır. İşgal edilen bölgeden Müslüman ve Türklerin çıkarılması için birçok zulüm ve baskı yapılmıştır. Yunanistan, Bulgaristan ve Makedonya’dan; Anadolu’ya doğru kafileler hâlinde göç dalgaları başlamıştır. Bu da Balkan topraklarından binlerce insanın Anadolu’ya gelişine, kalanların ise zulüm ve baskı görmesine sebep olmuştur.