Ben ve Öteki – Hak ve Özgürlükler Kişilere İki Tür Sorumluluk Yükler

Kişiler, bazen sahip oldukları hak ve özgürlükleri kullanmak konusunda kararsız kalabilir, hatta bunları kullanmayı gereksiz bile bulabilirler. Bazen de içinde yaşanılan toplum, bireylerin özgür tercihlerine saygı duymak ve onları cesaretlendirmek yerine, onlara topluma uymayı ya da bazı hak ve özgürlüklerden vazgeçmelerini telkin eder.

Ancak kişilerin, ideallerinin peşinden gitmesi ve yeteneklerini geliştirmesi, kısacası kendini gerçekleştirmesi için hak ve özgürlüklerini kullanma konusunda kararlı olmaları beklenir. Kullanılmayan bir hak veya özgürlüğün sahibi olmak, anlamsız bir yüktür.

Hak ve özgürlükler kişilere iki tür sorumluluk yükler:

  1. Hak ve özgürlükleri kullanmak,
  2. Hak ve özgürlükleri kullanırken başkasının hak ve özgürlüklerini ihlal etmemek.

Ben ve Öteki hak ve özgürlükler

Kanada’nın Toronto kentindeki G-20 Zirvesi’ni protesto etmek isteyen eylemciler için tahsis edilen Allen Gardens Parkla toplanan ve sayıları 10 bini bulan göstericiler, polisin olağanüstü güvenlik önlemlerine rağmen eylemlerini bir süre sonra şiddete dönüştürdü. 2 polis aracını ateşe veren göstericiler, ele geçirdikleri diğer polis araçlarını da araçların üzerine çıkarak tekmelediler.

Göstericiler polise ait megafonlarla şarkılar söyleyip sloganlar attılar. Polislere golf toplan, kaldırım taşlan ve yollardan söktükleri asfalt parçalarını atan eylemcilerin hedefinde, büyük şirket bina­ları da vardı. Birçok iş yeri ve bankanın camları kırıldı.

Olaylar sırasında 3 eylemci yaralanırken protestocular yaralı arkadaşlarına ilk yardım müdahalesi yapmak isteyen sağlık ekiplerine izin vermedi. Sağlık ekipleri, yaralı eylemcilerin ilk yardım müdahalesini reddettiklerini açıkladı (Görsel: www.milliyet.com.tr, 28.06.2010).

Gerçekte hak ve özgürlükleri sınırlayan tek şey, gerçekte başka insanların hak ve özgürlükleridir. Örneğin, seyahat özgürlüğü kullanılarak başkasının bahçesine girilemez. Haber alma özgürlüğü kullanılarak başkasının özel hayatı araş­tırılamaz. Protesto hakkı kullanılarak kişi ve kurum mallarına zarar verilemez. Hiçbir şekilde özgürlükler kullanılarak haklar ihlâl edilemez.

Hak ve özgürlük ile görev ve sorumluluk arasında karşılıklı bir ilişki vardır. Kişiler ancak özgür oldukları oranda eylem­lerinden sorumlu olabilirler. Kişiler ancak haklara sahip oldukları sürece sorumluluklar yüklenebilirler. Özgür iradesiyle bir hakkını kullanan veya kişisel bir tercih yapan kişinin, başkalarının haklarını çiğnememesi, başkalarının özgürlük alanına girmemesi beklenir.

Hak ve özgürlüklerin mutlak, sınırsız veya sorumsuzca kullanılması düşüncesi, bir hayaldir. Çünkü birlikte yaşadığımız diğer insanlarla bireysel çıkar ve ihtiyaçlarımız çatışabilmektedir. Herkesin, kişisel tercihleriyle kullandıkları hak ve özgür­lüklerinin neticelerini üstlenmesi beklenir. Hukuk, özgürlük ve sorumluluk arasındaki bu zorunlu ilişkiye dayanmaktadır.

İnsan hak ve özgürlüklerinin evrensel dü­zeyde tanınmasını ve korunmasını sağlayan uluslararası sözleşmelerde, hak ve özgürlükle­rin herkes için olmakla birlikte kişinin statüsüne ve toplumsal koşullara bağlı olarak sınırlandırı­labileceği ifade edilmektedir. Öğrencilik, çocuk­luk, memurluk, askerî personel olmak gibi bazı statüler ile savaş ve olağanüstü hâl gibi bazı top­lumsal koşullar, birtakım hak ve özgürlüklerin kullanılmasını engelleyebilir. Örneğin, dernek kurma hakkı silahlı kuvvetlere veya kolluk kuv­vetlerine mensup olanlar ile idari makamlarda görev yapanlar için yasalarla kısıtlanabilir.

Demokratik bir toplumda, toplumun güvenlik, huzur ve düzeninin, sağlık ve ahlakının korunması için birçok özgürlük, yasayla öngörülmüş olmak
Demokratik bir toplumda, toplumun güvenlik, huzur ve düzeninin, sağlık ve ahlakının korunması için birçok özgürlük, yasayla öngörülmüş olmak koşuluyla ve zorunlu olan ölçüde kısıtlanabilir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin ilk uygulaması kabul edilen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde bu kısıtlamaların koşulları sıralanmaktadır (Görsel: Avrupa Konseyi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni kabul ederken, 1950).

Bazı hak ve özgürlükler kullanıldıklarında kişilere sorumluluk yüklemezler. Örneğin, ya­şamanın hiçbir sorumluluğu yoktur. Hiç kimse doğduğu veya ölmediği için suçlanamaz. Dü­şünce ve inanç hakkı ve özgürlüğü de böyledir. Fakat bunların bir uzantısı olan düşüncelerini açıklama veya inancının gereğini yerine ge­tirme, sorumluluk gerektirir.

Açıklanan hiçbir düşünce, başkalarının onur ve şerefini kirletmemeli, kişilerin toplumsal saygınlığına gölge düşürmemeli, kimseyi zan (şüphe) ve töhmet altında bırakmamalıdır. Çünkü hiçbir inancın, başkalarının hak ve özgürlüklerini ihlâl eden bir ibadet biçimi öngörmesi beklenmez.

Benzer şekilde evlenme ve aile kurma hakkına dayanarak hiç kimse evlenme niyetiyle kaçırılmaz, alıkonulamaz, evlilik sözleşmesini imzalamaya zorlanamaz. Mülk edinme hakkına dayanarak devlete ve kişiye ait bir arazi veya bir eşyaya, izinsiz veya bedelsiz olarak sahip olunamaz. Hiç kimse, dinlenme ve boş zaman hakkına dayanarak mesai saatleri içinde kendisinden beklenen görevleri yerine getirmezlik edemez.

Bazı durumlarda haklı olmak yeterli olmayabilir. Bu yüzden hakların korunmaya, özgürlüklerin de kullanılmaya ihtiyacı vardır. Hatta bazen hak ve özgürlükleri kullanabilmek için mücadele edilmesi gerekir. Örneğin dil, din, renk, ırk, cinsiyet, siyasi görüş veya sosyoekonomik durum gibi farklılıklar nedeniyle ayrımcı muameleyle karşılaşanların, öncelikle eşit muamele talep etmeleri, sorunun erken çözümü için önem arz eder.

Eğer sorun hâlâ çözüme kavuşmamışsa yetki­lilerden çözüm üretmeleri istenebilir. Bazı durumlarda sorun, bu aşamada da çözülmez ve hukuki yollara (mahkemeye veya insan hakları kurullarına) başvurmak gerekebilir.

MİNİ SÖZLÜK

Asayiş: Bir yerin düzen ve güvenlik içinde bulunması durumu, düzenlilik, güvenlik.

Kamu otoritesi: Devlet adına güvenliği ve düzeni sağlamakla yetkili ve sorumlu kişiler. Amirler, memurlar, polisler, jandarma ve diğer görevliler kamu otoritesini temsil ederler.

Kolluk kuvvetleri: Polis ve jandarmadan oluşan, hâkimlerin verdiği kararların uygulanmasını sağlayan güvenlik memurları.

Statü: Bir kimsenin, bir kurum veya bir toplum içindeki durumunu ifade eder. Kişilerin statüleri, toplum için­deki saygınlıklarıyla yakın bir ilişki içindedir.

Yorum yapın