Kendisiyle barışık olmayan bireylerin, çevreleriyle uyumlu bir ilişki kurmakta zorlandıkları, zaman zaman şiddet eğilimleri gösterdikleri, akademik ve diğer alanlarda sağlıklı bir gelişim göstermekte akranlarına oranla geri kaldıkları birçok bilimsel araştırmada ortaya konulmuş bir olgudur.
Çözümlenememiş içsel çatışmalar, kontrol altına alınmamış dürtüler veya davranışlar, öncelikle bireyin iç huzurunu tehdit eder. Bireyin fiziki ve sosyal çevresiyle uyumlu ve sürdürülebilir ilişkiler kurmasını zorlaştırır. Kendisiyle barışık bireylerin kendine ve başkalarına değer vermesi, kendi yaşamına (bedenine, zekâsına, doğuştan getirdiği özelliklerine) ve başkalarının yaşamına saygı duyması beklenir.
Barış, sanıldığının aksine, yalnızca toplumsal veya devletler arası bir ideal durum değildir. Toplumsal barış, bireysel barışla dolayım içindedir, başka bir ifadeyle bunlar birbirlerini etkiler. Kendiyle barışık olmayan birinin yıkıcı tutumları, diğer insanları tehdit edebilir.
Bu tehdit diğer insanların yıkıcı tutumlarının coşturulmasına yol açabilir. Sonuçta bireydeki barış yoksunluğunun yol açtığı olumsuz durum, tekrar bireye döner (Görsel: Jon Reinfurt, Çatışma, 2008).
Bizi mutsuz eden, başımıza iş açan, zor durumda bırakan insanlara karşı verebileceği m iz tep ki, yalnızca aynısıyla karşılık vermek ve öç almak değildir. Kendi içimizdeki savaş dürtülerini yenip muhatabına özür dileme ve barışma fırsatı tanımak da bir tepki biçimidir. Buna affetmek denir.
Affetmek; yaşanmış bir acı, öfke veya hayal kırıklığına yol açtığı yarayı iyileştirmeyi umut etmekdir. Asla bir zayıflık göstergesi değildir, aksine kişinin olayları aşma çabası ve huzur arayışıdır. Herkes affedebilir ve herkes affedilmeyi umabilir. Bu insancadır. İnsanı yücelten bir erdem olan affetmeyi öğrenmek, kişiyi sağlıklı ve güçlü kılan bir tutum ve davranıştır.
Affedici olan, hem kendisiyle barışır hem de başkasıyla. Affetmeye izin vermeyen öfke, kin veya gurur kişinin iç huzurunu tehdit eder. Acı çekmemize, sıkıntı ve zorluk yaşamamıza yol açmış insanları affetmek, aramızdaki barış olanağını tek yanlı da olsa öldürmemek, yaşatmak demektir.
