- 1711 Prut Antlaşması
- 1718 Pasarofça Antlaşması
- 1730 Patrona Halil İsyanı

- 1732 Ahmet Paşa Antlaşması
- 1739 Belgrad Antlaşması
- 1746 Kerden Antlaşması
- 1740 Kapitülasyonların sürekli hâle gelmesi
- 1770 Çeşme Baskını
- 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması

Osmanlı Devleti, Sultan II. Mustafa Dönemi’nde büyük toprak kayıplarına neden olan 1699 Karlofça ve 1700 İstanbul Antlaşmalarını imzaladı. III. Ahmed Dönemi’nde devletin dış siyasetini Karlofça Antlaşması’nın etkileri belirledi. Bu nedenle XVIII. yüzyılın başlarından itibaren Osmanlı Devleti, Karlofça Antlaşması’yla kaybedilen toprakları geri almaya çalıştı.
İstanbul Antlaşması’yla elde ettiği yerleri yeterli görmeyen Rusya, Avrupalı devletlerden Osmanlı Devleti’ne yeniden savaş açılmasını istedi. Ancak bu çağrıya olumlu yanıt alamayan Rusya, Osmanlı Devleti’yle tek başına savaşmayı göze alamadı ve Baltık Denizi’ne yöneldi. Rusya; XVIII. yüzyılda Lehistan, Avusturya, Prusya ve Danimarka ile birlikte Protestan ülkelerin lideri ve bölgenin en güçlü devleti olan İsveç’e savaş açtı.
Savaşın başlarında üstünlüğü elinde bulunduran İsveç Kralı XII. Şarl, 1709 yılında Poltova’da Rus Çarı I. Petro’ya yenilerek Osmanlı Devleti’ne sığındı. Rusya, Osmanlılardan XII. Şarl’ın teslim edilmesini istedi fakat bu istek III. Ahmed tarafından reddedildi. III. Ahmed’in barışçıl siyaset izlemek istemesine rağmen XII. Şarl ve Fransız elçisi, Osmanlı’nın Rusya’ya savaş ilan etmesini istedi.

Rusya bir taraftan İstanbul Antlaşması’na aykırı olarak Azak ve Dinyeper’de yeni kaleler ve donanma inşa ettirirken diğer taraftan Balkanlardaki Ortodoksları, Osmanlı yönetimine karşı kışkırttı. Ayrıca Rus ordusunun Osmanlı topraklarına özellikle Kırım’a sınır ihlalleri yapması üzerine Osmanlı Devleti, 1710 yılında savaş kararı aldı. Böylece Rusya ile uzun yıllar devam edecek olan Boğazlar Meselesi’nin temelini teşkil eden ilk savaş başladı.

Çar I. Petro da XII. Şarl’ın kendisine teslim edilmemesini gerekçe göstererek Osmanlı Devleti’ne savaş açtı. Eflâk ve Boğdan voyvodalarından destek sözü alan Rusya, Balkanlardaki Ortodoksların da Osmanlı’ya karşı isyan edeceğini umuyordu. 1711’de Osmanlı ordusu ile Rus ordusu Yaş yakınlarındaki Prut Nehri kenarında karşılaştı.
Sadrazam Baltacı Mehmet Paşa komutasındaki Osmanlı ordusunun çok çevik ve güçlü olduğunu anlayan Rus Çarı I. Petro, ordusunu geri çekmek istedi. Osmanlı ordusu tarafından kıskaca alınan Rus ordusu önce genel hücum daha sonra top atışlarıyla sindirildi. Erzak ve malzeme sıkıntısı da çekmeye başlayan Rus kuvvetleri, Osmanlı ordusu tarafından Prut’ta imha edilmek üzereyken Rusya barış istedi.
Osmanlı ordusunda malzemenin yetersiz olması ve Rus ordusuna yardım gelebileceği endişesini taşıyan Baltacı Mehmet Paşa, yeniçerilere güvenmemesi ve Kırımlıların sadakatinden şüphe etmesi gibi sebeplerle Rusların barış teklifini kabul etti.
1711 yılında imzalanan Prut Antlaşması‘na göre Ruslar işgal ettikleri topraklardan geri çekilecek, İstanbul Antlaşması sonrası yaptığı kale ve istihkâmları yıkacaktı. Rusya, Osmanlı Devleti’nin iç işlerine karışmayacak ve Rus tüccarlar Osmanlı ülkesinde serbestçe ticaret yapabilecekti. İsveç Kralı XII. Şarl ise ülkesine dönecekti. Bu antlaşmayla Osmanlılar, İstanbul Antlaşması’yla kaybettiği yerleri geri aldı. Rusya’ya karşı Prut Antlaşması ile elde edilen üstünlük, Osmanlılarda Karlofça Antlaşması ile kaybedilen yerlerin geri alınabileceği inancını güçlendirdi.