Mısırda Mimari

Mısır mimarisinin temeli, tanrıların ve tanrılaştırılmış firavunların onurlandırılmasına dayanan dinî mimaridir. Firavunlar için yapılan anıtsal mezarlar ve saraylar ile tanrılar için yapılan tapınaklar Mısır mimarisinin en görkemli eserleridir.

Dinî mimarinin ilk önemli örnekleri mezarlardır. Öldükten sonra yaşama inancının gereği olarak sağlam olması için mezarlar taştan yapılmıştır. Toprağın altına basit odalar şeklinde yapılan mezarlara ölen kişinin özel eşyaları da konulmaktadır. Daha sonra mezar odalarının üzerine dinî törenlerin yapıldığı ve üstü yatay olarak kesilmiş piramit şeklinde planlı yapıların eklenmesiyle “mastaba” denilen mezarlar oluşmuştur.

Erken dönemde taş ve tuğla kullanılarak yapılan mastabaların zamanla geliştirilmesiyle kral mezarları olarak inşa edilen piramitler ortaya çıkmıştır. Piramitler, önceleri üst üste oturtulmuş taraçalardan oluşan basamaklı şekilde yapılmıştır.

Mastaba ve Basamaklı Piramit kesiti (temsili resim)
Mastaba ve Basamaklı Piramit kesiti (temsili resim)

Mısır’da mevcut inanışa göre firavun öldüğünde gökyüzünde Güneş tanrısı Ra ile birleşerek tanrılaşıyor ve böylece halk ile tanrılar arasında tek bağ hâline geliyordu. Bu düşüncelerle Eski İmparatorluk Dönemi’nde Kral Coser’in MÖ 2630’lu yıllarda Sakkara’da yaptırdığı basamaklı piramit kral mezarlarının Mısır tarihindeki ilk anıtsal örneğidir.

Büyük bir mastaba şeklinde başlanan yapı daha sonra eklemelerle büyük bir piramide dönüşmüştür. Eserde o zamana kadar kraliyet yapılarında kullanılan ağaç gövdeleri, çamur tuğlaları ve saz demetlerinin yerine kireç taşının kullanılmasıyla Mısır mimari­sine büyük yenilik getirilmiştir.

Keops Piramidi'nin kesiti (temsili resim)
Keops Piramidi’nin kesiti (temsili resim)

Piramitler mezar odası ve tapınak bölü­münden oluşuyordu. Mezar odası, tanrıyı temsil eden firavunun bulunduğu kutsal bir bölümdü. Tanrıya hediye sunmak isteyen ziyaretçilerin mezar odalarını tahrip etmesini önlemek, firavun ve ailesinin huzurunun bozul­masını engellemek için piramitlerin dış kısım­larındaki çevre alanlara hediye sunmak isteyen ziyaretçilerin hediyelerini sunabilecekleri ve tapınabilecekleri tapınaklar inşa edilmiştir. Pira­mitlerde mezar odası, bu odalara ulaşımı engellemek için her zaman piramidin merkezine inşa edilmi­yor; giriş ve dehlizler labirent gibi düzenlenerek mezar odası korunmaya çalışılıyordu.

Piramitler sadece taşların üst üste dizilmesi ile değil oldukça sağlam geometrik ve aritmetik hesaba göre inşa edilmişlerdir. Bütün piramitler kareye yakın bir taban üzerine kurulmuştur. Piramitlerin inşasında büyük taş bloklar, harç kullanılmadan üst üste yükseltilirken herhangi bir kaymayı ve yıkılmayı önlemek için belli açılarla yerleştirilmiştir.

Keops, Kefren ve Mikerinos Piramitleri
Keops, Kefren ve Mikerinos Piramitleri

Böylece piramitlerin tepeye doğru aynı eğimle düzgün bir şekilde yükselmeleri sağlanmıştır. Eski İmparatorluk Dönemi’nde yapılan bu piramitlerin en tanınmışları Mısır’ın başkenti Kahire yakınlarındaki Giza Platosu’nda bulunan Keops, Kefren ve Mikerinos piramitleridir.

Kefren Piramidi’nin yanında kayaya yontularak yapılmış, kralın başının aslan vücuduyla birleştirilmiş hâlde tasvir edildiği büyük bir sfenks anıtı yer almaktadır. Mısır mitolojisine göre aslanın gizemli güçlere sahip olduğu düşüncesi sfenksin piramitleri koruyacağı inancıyla inşa edildiğini göstermektedir.

Kefren Piramidi’nin yanındaki sfenks anıtı
Kefren Piramidi’nin yanındaki sfenks anıtı

Bunu biliyor musunuz ?

Keops Piram’ıdi’nin inşası sırasında günde ortalama 20 ton ağırlığında 285 adet taş blok yerleştirilmiştir. Piramitlerin inşasında kullanılan ağır taş bloklar, istenilen yüksekliğe ahşap kızaklardan kurulmuş rampalar kullanılarak taşınmıştır. Taşların arasında, herhangi bir yapıştırıcı malzeme kullanılmamıştır. Yılda 100000 taş blok yerleştirilerek piramidin yapımının 23 yılda tamamlandığı tahmin edilmektedir.

Mısır tapınakları, dinî mimarinin diğer önemli örneklerindendir. Tapınaklar ibadet yeri olmayıp tanrılar için bir nevi türbe niteliğine sahip yerlerdir. Mısır tapınakları dinî özelliği yanında devlet yönetiminin, eğiti­min, bilimsel ve tıbbi çalışmaların yapıldığı yerlerdir. Çoğunlukla Nil kıyılarında yapılan küçük tapınakların yerini zamanla devletin büyümesi ve güçlenmesiyle birlikte boyut, malzeme ve estetik bakımdan büyük tapınaklar almıştır.

Erken dönemde yapılan tapınaklar konusunda bilgiler çok azdır. Hierakonpolis şehrinde yuvarlak planlı bir tapınağa ait izler bulunmuştur. Eski İmparatorluk Dönemi’nde yapılmış tapınaklardan olan ve Güneş Tanrısı Ra için Abu Gurab’da yaptırılan Güneş Tapınağı’nda içinde bir sunağın bulun­duğu açık avlu ve güneş tanrısının simgesi olan kalın bir dikili taş yer almak­tadır. Bu tür güneş tapınakları piramitlerinin yanında yapılmıştır.

Haçepsut Tapınağı
Haçepsut Tapınağı

Yeni İmparatorluk Dönemi’nde yapılan Kraliçe Haçepsut Tapına­ğı en eski mezar tapınaklarındandır. Bu kaya tapınağı yamaçta sütunlara otu­ran teraslar hâlinde yükselmiştir. Tapınakta Kraliçe Haçepsut’un cesedi tapınağın arkasında bulunan kayanın içindeki mezara yerleştirilmiştir. Her iki yanında sfenks sıralarının yer aldığı tören caddesi tapınağa bir vadi ile bağlıdır.

Mısır Kraliçesi Nefertiti'nin büstü
Mısır Kraliçesi Nefertiti’nin büstü

Üst teras duvarla çevrili bir avludur. Bu avlunun dışında çift sütun sıraları, sağ yanında kraliçenin mezarı, sol yanında tanrı Ra adına yapılmış anıtsal sunağın bulunduğu daha küçük bir avlu bulunmaktadır. Esas kut­sal bölüm, üst avlunun gerisindeki kayaya oyulmuştur. Tapınak duvarlarındaki ince işçilikli kabartmalarda Kraliçe Haçepsut’un yaşamına ve yönetimine ilişkin sahneler ve başka ülkelere yapılan seferler betimlenmiştir. Bu dönemin bir diğer önemli tapına­ğı da diğer Mısır Kraliçesi Nefertiti’ye ait olan Abu Simbel Tapınağı’dır.

Abu Simbel Tapınağı
Abu Simbel Tapınağı

Tapınak mimarisinde mezar tapınaklarından başka bir diğer tapınak tipi de Pilon tapınaklarıdır. Halkın yalnızca tören yolu üstünde törene katılabildikleri bu tapınaklar genellikle avlu, hipostil, kutsal bölüm olmak üzere birbirini izleyen üç ana bölümden oluşur.

Bu mimarinin güzide örnekler­inden olan ve Yeni İmparatorluk Dönemi’nde yapılan Karnak Tapınağı’nda tapınağa gelen yol üstünde obeliskler bulunmakta, bu yol büyük bir kapıya (pilon) açılmakta ve buradan çevresi sütunlarla çevrelen­miş bir açık avluya (peristil) geçilmektedir.

Avludan ikinci bir kapıyla, çok sütunlu, ışığını tepeden alan bir salona (hipostile) girilir. Bu salondan da üçüncü bir kapıyla (pilon) sadece firavun ve en yüksek rütbeli rahibin girebildiği, karanlık ve zengin bezemeli kutsal odaya geçilmektedir. Bu mimarinin bir diğer önemli örneği de Luksor Tapınağı’dır.

Karnak Tapınağı, Mısır
Karnak Tapınağı, Mısır

Yorum yapın