1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi)

Sıcak denizlere inmek isteyen Rusya, Osmanlı’nın Avrupa’daki topraklarını ve İstanbul’u ele geçirmeyi amaçlamıştır. 1853 Kırım Savaşı’nın intikamını da almak is­teyen Rusya, Panslavizm siyasetiyle Balkanlardaki Slav ahali üzerinde faaliyetlerini artırarak sürekli Os­manlı Devleti’nin iç işlerine karış­mıştır. Böylece Rusya Balkanlarda, Bosna-Hersek ve Bulgar isyanlarını teşvik etmiş ve Sırbistan ile Ka­radağ’ı Osmanlı Devleti’ne karşı savaşa kışkırtmıştır.

Balkanlardaki bu sorunların Osmanlı ordularının galibiyetiyle sonuçlanması üzerine olaylara diplomatik yollardan bir çözüm bulmak isteyen İngiltere, Fransa, Rusya, Almanya, Avusturya ve İtalya; Haliç’te bulunan Bahriye Nezaretinde 23 Aralık 1876’da İstanbul (Tersane) Konferansı’nı düzenlemiştir. Daha önce Rus elçiliğinde belirlenen teklifler, İstanbul Konferansı’nda alınan kararlar olarak Osmanlı Devleti’ne bildirilmiştir.

Bahriye Nezareti (İstanbul)
Bahriye Nezareti (İstanbul)

İstanbul Konferansı

İstanbul Konferansı’nda bildirilen tekliflere göre Osmanlı Devleti Sırbistan ve Karadağ ile antlaşma yapacak ve onla­ra toprak verecekti. Bulgaristan, beşer yıllık sürelerle tayin edilecek birer Hristiyan vali tarafından yönetilecek ve muh­tariyet idaresine sahip iki eyalet hâline getirilecekti. Bulga­ristan’da Bulgarca resmî dil olarak kabul edilecek, mahallî milis askeri oluşturulacak, Türk askeri yalnız büyük merkez­lerde bulundurulacaktı. Ayrıca Bulgarlar için genel af ilan edilecek, Müslüman ahalinin elindeki silahlar toplatılacak ve bu hususların uygulanması için milletlerarası bir komisyon görevlendirilecekti.

Osmanlı Devleti’nin istiklaline ve toprak bütünlüğüne aykırı olan teklifler, Bâbıâli’de kurulan bir genel mecliste müzakere edildik­ten sonra reddedilmiştir. Bunun üzerine Rusya, 1877’de Osmanlı Devleti’ne karşı savaş ilan etmiş­tir. Rûmî takvime göre 1293 yılına rastladığı için bu savaşa 93 Harbi denmiştir.

Bu savaş­ta Yunanistan, Osmanlı Devleti’ne düşmanca bir tavır takınmış; Ro­manya, Sırbistan ve Karadağ prens­likleri de isyan ederek Rusya’nın yanında yer almıştır. 93 Harbi’nde Osmanlılar, Kafkasya ve Tuna olmak üzere iki cephede savaşmak zorunda kalmıştır.

93 Harbi (Alexey Popov)
93 Harbi (Alexey Popov)

Osmanlı Devleti, Kafkasya’da sayıca kendisinden çok üstün Rus ordusuna karşı, Ahmed Muhtar Paşa komutasındaki sınırlı sayıda askerle mücadele etmiştir. Kafkasya Cephesi’nde Ahmed Muhtar Paşa, Ruslara karşı uzun süre direnmişse de Doğube­yazıt, Ardahan, Kars ve Erzurum Ruslar tarafından işgal edilmiştir. Nene Hatun ve diğer Erzurumlu vatandaşlar, Aziziye Tabyası’nı Ruslara karşı büyük bir cesaretle savunmuştur.

Ahmed Muhtar Paşa
Ahmed Muhtar Paşa

93 Harbi’nde Balkanlardaki muharebeler Rusların, Tuna Nehri’ni geçerek Osmanlı topraklarına girmesiyle başlamıştır. Rus birlik­leri Osmanlı ordusunu Plevne’de abluka altına almıştır. 145 gün Plevne’yi savunan Gazi Osman Paşa komutasında­ki Osmanlı ordusu, Rus ve Romen orduları karşısında 10 Aralık 1877’de başarısız olmuştur.

Gazi Osman Paşa
Gazi Osman Paşa

Plevne’nin düşmesinden sonra Sırplar da Osmanlılara karşı saldırıya geçmiştir. Hızla ilerleyen Rus or­duları Edirne ve Silivri’yi de alarak Ayastefanos’a (Yeşilköy) kadar ilerlemiştir. Bunun sonucunda Osmanlılar barış istemek zorunda kalmıştır.

3 Mart 1878’de İstanbul’da Ayastefanos Antlaşması imzalanmıştır. Panslavizm’in bir zaferi sayılan bu antlaşmayla Rusya bölgede çok avantajlı bir duruma gelmişti. Bu antlaşma ile Avrupa’daki dengenin Rusya lehine bozulduğunu gören Avusturya, İngiltere, Fransa ve Almanya bu antlaşmaya karşı çıkarak Berlin’de ulusla­rarası bir konferans toplanmasını sağlamıştır. Bu bakımdan Ayastefanos Antlaşması, Sevr Antlaşması gibi kâğıt üzerinde kalan bir antlaşma olmuştur.

 

BİLİYOR MUSUNUZ?

93 Harbi, Osmanlı Devleti’nin ağır mağlubiyetiyle netice­lenmiştir. Rusların ve Bulgarların Balkanlardaki katliamları nedeniyle Rumeli’deki Türk nüfusu azınlık konumuna düş­müştür. Böylece son asır Türk tarihinin en büyük göç dalgası yaşanmıştır. Balkanlardan Anadolu’ya uzanan yollar, göçmen kafileleriyle dolmuştur.

Yorum yapın