1999-2002 Türkiye-Çin İlişkileri Nasıldı? TBMM’nin 21. Dönemi

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 21. dönemi, 18 Nisan 1999’da yapılan erken genel seçim ile başlamıştır. Dönem 14 Kasım 2002’de resmen sona ermiştir.

Seçimlerden sonra Bülent Ecevit liderliğindeki Demokratik Sol Parti (DSP), Devlet Bahçeli liderliğindeki Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), Recai Kutan liderliğindeki Fazilet Partisi (FP), Tansu Çiller liderliğindeki Doğru Yol Partisi (DYP), Mesut Yılmaz liderliğindeki Anavatan Partisi (ANAP) meclise giren siyasi partiler olmuştur.

1999-2002 Türkiye-Çin İlişkileri Nasıldı? TBMM'nin 21. Dönemi

Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in görev vermesiyle, Ecevit başbakanlığında 57. hükümet MHP ve ANAP’ın katılımlarıyla kurulmuştur. Dönemin önemli bir diğer olayı ise FP’nin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılması ve akabinde Saadet Partisi’nin kurulmasıdır. Bu süreçte FP’den ayrılan bir grup milletvekili de Recep Tayyip Erdoğan tarafından kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti)’ne katılmıştır (Yüksel, 2011) .

21. dönemde TBMM’de yapılan en üst düzey Çin değerlendirmesi Dördüncü Yasama Yılının açılışında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından yapılmıştır. Sezer, Türkiye’nin Asya-Pasifik ülkeleriyle ilişkilerini çeşitlendirmesi gerektiğini ve bu bağlamda Çin ile ilişkilere çok önem verildiğini vurgulamış, Çin ile ilişkilerdeki olumlu gelişmelerin sevindirici olduğunu ifade etmiştir (TBMM Tutanak, 2001 / 1: 12). Bir diğer önemli değerlendirme ise 57. hükümetin programında Çin ile ilişkilerin geliştirilmesine önem verildiğini işaret eden bir madde bulunmasıdır (TBMM Tutanak, 1999 / 3: 15).

21. dönemde Türkiye – Çin ilişkileri açısından en çok tartışılan husus Başbakan Yardımcısı ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Çin ziyareti ve dönemin Çin Devlet Başkanı Jiang Zemin’e verilen Devlet Nişanı olmuştur. Dışişleri Bakanlığının önerisi, 9 Mart 2000 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile verilmesi kararlaştırılan Devlet Nişanı, 19 Nisan 2000 tarihinde Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından tevdi edilmiştir (TBMM Tutanak, 2000/1: 67).

18 Nisan 2000 tarihinde dış politikadaki gelişmeleri değerlendirmek için Genel Kurul’da konuşma yapan Dışişleri Bakanı İsmail Cem’e FP Trabzon Milletvekili Şeref Malkoç, Cem’in konuşmasını defalarca bölerek Doğu Türkistan’da Çin yönetimi tarafından katliam yapıldığını ve bu bilinerek neden Çin Devlet Başkanına devlet nişanı verildiğini sormuştur. Bakan Cem konuyla alakalı bir açıklama yapmamıştır (TBMM Tutanak, 2000/2 : 8).

Aynı oturumda FP Ankara Milletvekili Oya Akgönenç Muğisuddin Çin’de Uygurlara yönelik insan hakları ihlalleri ve katliamlar olduğunu belirtmiştir. Madalyanın neden verildiğini soran Muğisuddin, Çin Devlet Başkanı’nın bu nişanı hak edecek bir faaliyeti olmadığını vurgulamış ayrıca 1997 Şangay Anlaşması kapsamında 5000’e yakın Uygur’un çeşitli suçlar sebebiyle Çin’e iade edileceğini, bunun hapis ve idamla sonuçlanacağını söylemiş, tepki göstermiştir (TBMM Tutanak, 2000/2 : 13).

Bir sonraki oturumun başında gündem dışı söz alan FP Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa, Çin’in Doğu Türkistan’da asimilasyon ve soykırım politikası yürüttüğünü vurgulamıştır. Uygurların dini ve milli kimlikleri sebebiyle zulüm gördüklerini ifade etmiştir.

Fatsa, devlet nişanının verilmesinin doğru olmadığını söylemiş ve şu ifadeleri eklemiştir: “30 milyon Doğu Türkistanlıya kan kusturan Çin Yönetimi Devlet Başkanına madalya verilmesini onaylamak, azatlık mücadelesi veren Uygurlardan yüz çevirmek manasına gelmiyor mu?” (TBMM Tutanak, 2000/3 : 8 – 9).

20 Aralık 2000 tarihinde bütçe görüşmeleri sırasında söz alan İstanbul Milletvekili ve DYP Genel Başkanı Tansu Çiller de meseleyi gündemine almıştır. Dış politika ile alakalı eleştirilerini dile getirirken Çiller, “Doğu Türkistan, yıllardan beri komünizm altında; ne yaptınız oraya? Çin Devlet Başkanına resmî devlet nişanı verdiniz; bunu verirken, oradaki kardeşlerimizi, o Turan türkülerinin hesabını millete gidip kim verecek?” ifadelerini kullanmıştır (TBMM Tutanak, 2000/4 : 21).

Bu hususla alakalı hükümet adına açıklamayı, FP Karaman Milletvekili Zeki Ünal’a ait bir soru önergesine cevap olarak Dışişleri Bakanı İsmail Cem yapmıştır. Cem, Çin ile ilişkileri geliştirmenin önemli olduğunu ve bu bağlamda dostluk bağlarını güçlendirmek için bu nişanın verilmesini kendilerinin teklif ettiğini vurgulamıştır.

Başbakan Yardımcısı ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Mayıs 2002 – 2 Haziran 2002 tarihleri arasında gerçekleştirdiği Çin ziyareti de TBMM gündeminde çeşitli kereler değerlendirilmiştir. 6 Haziran 2002’de AK Parti Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya, Bahçeli’nin bu ziyareti hakkında bir soru önergesi vermiş ve bu ziyaretin Uygur Türklerine ne gibi bir faydası olduğunu, Uygurların sıkıntılarını Çinli muhataplarına iletip iletmediklerine dair sorular sormuştur (TBMM Soru Önergesi, 2002/1). B

enzer mahiyette 28 Haziran 2002 tarihinde bir soru önergesini de Saadet Partisi (SP) Konya Milletvekili Lütfü Yalman vermiş, özellikle “Teröre Karşı İşbirliği” kapsamında Çin ile bir anlaşmanın olup olmadığını ve bu minvalde Uygurlara terörist muamelesi yapılıp yapılmadığını sormuştur (TBMM Soru Önergesi, 2002/2).

Konuyla alakalı Genel Kurul’da da tartışmalar yapılmış, genel olarak bunlara cevap mahiyetinde MHP İstanbul Milletvekili Mehmet Gül, gündem dışı bir söz alarak açıklama yapmıştır. Gül’ün konuşmasının diplomatik dilde olduğu, siyasi değerlendirmelerden uzak olduğu dikkat çekmiştir. Gül, en üst düzey protokolle karşılandıklarını, devlet yöneticilerinin Çin Başbakanı dahil MHP Lideri ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli ve heyetine son derece nazik ve ilgili davrandığını vurgulamıştır. Görüşmelerin siyasi ve ekonomik düzlemde olduğunu özellikle ekonomik işbirliği bağlamını değerlendirdiklerini söylemiştir. Doğu Türkistan için “Sincan Uygur Özerk Bölgesi” ifadesini kullanmıştır.

Başbakan Yardımcısı Bahçeli’nin Doğu Türkistan için Çinli yetkililere uyarılarda bulunduğunu, Türkiye ile Doğu Türkistan’ın tarih, inanç ve kültür bağı olduğunu, Uygurların iki ülke arasında köprü olabileceğini işaret ettiğini söylemiştir. Bu noktada Çin’in Doğu Türkistan’a daha çok yatırım yapması gerektiğini Bahçeli’nin Çinli muhataplarına aktardığını söylemiştir. Çin Başbakanının Uygurlar konusunda yapıcı bir tavrı olduğunu da işaret etmiştir (TBMM Tutanak, 2002/1 : 9 – 10).

Meclis tutanaklarında Çin ile alakalı yapılan değerlendirmelerin çoğunun ekonomi bağlamında olduğunu ve özellikle Çin ile Türkiye’nin karşılaştırıldığı görülmüştür. Turizm ile alakalı da Çin’den bir beklenti olduğu görülmektedir. Örneğin Muhalefet grubu AK Parti Kocaeli Milletvekili Osman Pepe, hükümetin ekonomi politikalarını eleştirerek, Komünist bir rejimle yönetilen Çin’in dahi piyasa ekonomisine daha uygun olduğunu, dış ticareti iyi yaptığını ifade etmiştir.

Çin’in büyüme oranlarının Türkiye’den çok yüksek olduğunu söylemiştir (TBMM Tutanak, 2001/2 : 40 – 41). Muhalefetten DYP Denizli Milletvekili Mehmet Gözlükaya ise Çin’in tekstil alanındaki atılımının Türkiye için bir tehdit oluşturduğunu, hükümetin Avrupa Birliği ile ilişkilerini buna göre değerlendirerek, AB’nin ticari anlaşmalarından faydalanmayı sağlaması gerektiğini işaret etmiştir (TBMM Tutanak, 2001/3 : 27 – 28).

Dönemin Turizm Bakanı Mustafa Rüştü Taşar, Genel Kurul’da sorulan sorulara verdiği bir cevapta Çin’den özel olarak bir turist beklentileri olduğunu, Çin’de bir turizm bürosu açacaklarını ve Çin’in resmi turizm güzergahı olarak Türkiye’yi ilan edeceğini söylemiştir (TBMM Tutanak, 2001/4 : 101).

Dış politik değerlendirme olarak konuşmalar, genel bir “ilişkilerin iyi olması temennisi” olarak geçmiştir. DYP Mersin Milletvekili Ayfer Yılmaz, Çin’in Türkistan coğrafyasında Rusya ile birlikte çok etkin olduğunu, Şanghay İşbirliği Örgütü’nün Avrasya coğrafyasında güç dengesi ürettiğini, ABD’nin de Afganistan operasyonunu buradan okumak gerektiğini vurgulamış ve Türkiye’nin hem bu dengelerde tavır alamadığını hem de Çin’e karşı bir pozisyon almadığını söyleyerek iktidarı eleştirmiştir (TBMM Tutanak, 2001/5 : 13).

En çarpıcı olan ifadelerden biri MHP Malatya Milletvekili Basri Coşkun’un Çin’i “yayılmacı” bir ülke olarak nitelemesidir (TBMM Tutanak, 2001 / 5 : 35). Fazilet Partisi Ankara Milletvekili Oya Akgönenç Muğisuddin, Türkiye’de Çin hakkında yeterli uluslararası ilişkiler ve dış politika analizi yapacak araştırmacının olmadığını ve araştırma merkezlerinin eksik olduğunu ifade ederek, “Türkiye Çin’i tanımıyor bilmiyor” demiştir (TBMM Tutanak, 1999/2 : 68).

21. dönemde Çin ile alakalı en çok yapılan tartışma Doğu Türkistan meselesi üzerine olmuştur. Çarpıcı olanlardan örnek verirsek, Fazilet Partisi Tokat Milletvekili Bekir Sobacı, Çin’in Doğu Türkistan’da nükleer deneme yaptığını ve bölgedeki insanların sağlığını bozduğunu söylemiştir (TBMM Tutanak, 1999/1 : 19).

AK Parti Tokat milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu, Türk – Çin ilişkilerinin tek taraflı olduğunu, Çinli turistlerin gelmediğini, Uygur Türklerinin de zulüm altında olduğunu ifade etmiş ayrıca o dönem Çin’in Ukrayna’dan satın aldığı “Varyag” adlı bir savaş gemisinin boğazlardan geçişinin de Çin’in “Türk egemenliğini çiğnemesi” olarak nitelemiştir (TBMM Tutanak, 2001/5 : 97 – 98).

21. dönemde TBMM Tutanaklarına yansıyan çalışmalarda hangi konuların öne çıktığı, hangi partilerin hangi konular üzerinde görüş belirttiği ve olumlu-olumsuz söylemler üzerinden bir değerlendirme yapmak için, TBMM Tutanak Sorgu Sisteminden “Çin”, “Çin Halk Cumhuriyeti”, “Pekin” kelimeleri aratılarak ortaya çıkan sonuçlar değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmede rutin meclis işlemlerindeki tekrarlanan kelimeler çıkarılmıştır.

Ayrıca Çin’in çoğu kez örnekleme için ya da deyimleşmiş sözlerde kullanıldığı görülmüş bunlar da değerlendirmeye alınmamıştır. Aynı konuşmalardaki veya metinlerdeki benzer konular tek bir sonuç olarak alınmış ancak aynı konuşmada farklı açılardan Çin değerlendirmeleri ayrı sonuçlar olarak tabloya işlenmiştir. (Diğer dönemlerde de aynı yöntem kullanılacaktır.)

Tablo 1: TBMM 21. dönem Siyasi Partilere göre, Milletvekili Söylem Analiz Tablosu

TBMM 21. dönem Siyasi Partilere göre, Milletvekili Söylem Analiz Tablosu
Tablo ve öncesinde örneklediğimiz söylemleri değerlendirdiğimizde, 21. dönemde, Çin hakkında öne çıkan meselelerin Doğu Türkistan ve ekonomi olduğu görülmektedir. Çin genel manada ekonomik olarak örnek alınması gereken ve işbirliği yapılması gereken bir ülke olarak okunmuştur. Çin’in ekonomik olarak eleştirildiği veya olumsuz değerlendirildiği kısımlar ise komünist bir sistemle yönetilmesi, Türkiye’yi pek çok alanda zor duruma sokuyor olması, tekelci bir iç piyasası olması gibi hususlardır.

Tabloda ve metinde en net görülen mesele Çin’in Doğu Türkistan meselesinde sert bir şekilde eleştirildiği, eleştirilmediği durumlarda (Tabloda DSP ve MHP’de görülen) kaygıların iletildiği içeriğine sahiptir. Milliyetçi tabanın iktidar ortağı olan MHP’nin koalisyon ortağı olması sebebiyle diplomatik bir dil kullandığı ve tabanda sert tepki verdiği Doğu Türkistan meselesine TBMM’de yumuşak bir dokunuş yaptığı görülürken, muhafazakâr seçmeni temsil eden FP/SP’nin Doğu Türkistan meselesine çok daha sert bir yaklaşımda olduğu görülmektedir. Merkez Sağ partiler (ANAP ve DYP) ise Çin’i daha çok ekonomik olarak okumuşlardır.

Kaynakça: TBMM Çalışmalarında Türkiye – Çin Halk Cumhuriyeti İlişkileri: 1999 – 2019 – Emre KARTAL

Yorum yapın