2002-2007 Türkiye-Çin İlişkileri Nasıldı? TBMM’nin 22. Dönemi

3 Kasım 2002’de yapılan erken genel seçimlerde bir önceki dönemde TBMM’de bulunan partilerden AK Parti dışındaki bütün partiler %10 barajı sebebiyle TBMM’de yer alamamışlardır.

ANAP’ın Özal dönemindeki tek başına iktidarından sonra ilk kez Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), TBMM’de çoğunluğu sağlamış ve tek başına iktidar olmuştur. TBMM’de AK Parti dışında ise sadece Deniz Baykal liderliğindeki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) girmiştir. Ayrıca 9 bağımsız milletvekili seçilmiştir.

2002-2007 Türkiye-Çin İlişkileri Nasıldı? TBMM'nin 22. Dönemi

Bu dönem 22 Temmuz 2007 tarihinde yapılan erken genel seçimle sonuçlanmıştır. Dönem içerisinde partilerinden istifa eden ya da bağımsızdan başka partilere katılan milletvekilleri olmuş, grup kuramamalarına rağmen DYP, ANAP, Halkın Yükselişi Partisi (HYP), Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) ve Genç Parti (GP) TBMM’de temsil edilmiştir  (Yüksel, 2011).

22. dönemde en üst seviyeden Çin ile alakalı yapılan değerlendirme üçüncü yasama yılı açılışında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından yapılmıştır. Sezer Asya-Pasifik bölgesinde Türkiye’nin daha etkin politikalar yürütmesi gerektiğini vurgulamış ve “bölgenin önemli gücü Çin Halk Cumhuriyetiyle aramızdaki olumlu ilişkileri her alanda geliştirmeyi, içerik yönünden zenginleştirmeyi hedeflemekteyiz” ifadelerini kullanmıştır (TBMM Tutanak, 2004/1 : 21). Sezer aynı söylemini 4. Yasama yılının açılışında yaptığı konuşmada da sürdürmüş, Çin ile ilişkilerin gelişmesi gerektiğine işaret etmiştir (TBMM Tutanak, 2005/1 : 13).

Bu dönemde kurulmuş olan 58 ve 59. hükümetler AK Parti tarafından kurulmuş, ilk hükümetin başbakanlığını Abdullah Gül, ikinci hükümetin başbakanlığını ise Recep Tayyip Erdoğan yapmıştır. Bu iki hükümetin TBMM’de okunan programlarında hem Gül (TBMM Tutanak, 2002/2 : 16) hem de Erdoğan (TBMM Tutanak, 2003/1 : 20), aynı şekilde “Çin Halk Cumhuriyeti ve Japonya ile karşılıklı saygı ve verimli işbirliği temelinde gelişmekte olan ilişkilerimizin bu doğrultuda daha da ileri götürülmesine çalışılacaktır” ifadesini kullanmıştır.

16 Aralık 2003 tarihinde CHP Mersin Milletvekili Hüseyin Özcan Genel Kurul’da yaptığı konuşmada Uzakdoğu’dan ve çoğunluğu Çin’den olmak üzere yoğun bir bakliyat ithalatı olduğunu ve bunun Türk çiftçisine büyük sıkıntılar çıkardığını ifade etmiş ve iktidarı önlem almaya çağırmıştır (TBMM Tutanak, 2003/2 : 11).

CHP Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım, Genel Kurul’da mutat olarak Çin’den yapılan sarımsak ithalatını gündeme getirmiştir. Vekili olduğu Kastamonu ilinin sarımsak üretimine büyük zarar verdiğini ifade etmiştir. Yıldırım, Çin’den gelen sarımsağın kalitesiz olduğunu ifade etmiştir, bu konuda dönemin Tarım Bakanı Sami Güçlü de bir konuşma yaparak Yıldırım’ın söylemlerine hak vermiş, üretimin düştüğünü ve hükümetin bunun takipçisi olduğunu söylemiştir (TBMM Tutanak, 2002/3 : 6 – 7).

Yıldırım, daha sonra konuyla alakalı yine eleştirilerine devam etmiş ayrıca Çin’de SARS hastalığı ortaya çıktığını bunun ülkemizi etkileyebileceğini ifade etmiştir. Konu bu bağlamda bir sağlık sorunu boyutuna da taşınmıştır (TBMM Tutanak, 2003/3 : 46).

18 Şubat 2004 tarihinde gündem dışı söz alarak Çin’den gelen mallarla alakalı bir konuşma yapan AK Parti Tokat Milletvekili Resul Tosun, “ülkemize, standart dışı, son derece ucuz, kalitesiz birtakım ürünlerin piyasaya girmesi neticesinde” yerli üreticinin sıkıntı yaşadığını, Çin’den kota ya da kısıtlama gören malların ise başka ülke damgalarıyla ülkemize sokulduğunu ifade etmiş, pek çok sektörde Çin mallarını ülke ekonomisi olumsuz etkilediğini söylemiştir.

İstihdam kaybı, vergi kaçırılması, kalitesiz, sağlıksız ve dayanıksız mal girişi, kayıt dışı ekonominin büyümesi gibi ciddi sıkıntıların baş gösterdiğini vurgulamıştır. Aynı oturumda CHP Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık; “Türk piyasasında Çin malı işgali” olduğunu, kaçakçılığın arttığını, tekstil alanında Türk üreticisini çok etkilediğini; Çin’e karşı koyulan kotaların asla kalkmaması gerektiğini söylemiştir.

Aynı oturumda konuşan Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen ise hükümet kanadından en net ifadeleri kullanmıştır. Tüzmen, Çin’den ithalatın hızla arttığını, dış ticaret makasının iki ülke arasında hızla açıldığını, önlem alınsa da bazı ürünlerin AB ülkeleri üzerinden Türkiye’ye sokulduğunu vurgulamış ve hükümetin Çin’den gelen mallarla alakalı ciddi endişeleri olduğunu ifade ederek, kısıtlama uyguladıklarını, 5 adet soruşturma açtıklarını, pek çok sektörde yoğun gözetim başlattıklarını, kota uygulamalarında da güncelleme yapacaklarını vurgulamıştır.

Burada özellikle Çin’in Dünya Ticaret Örgütü üyeliğini işaret eden Tüzmen, bu sebeple bazı kotaları kaldırmak zorunda kaldıklarını belirterek bunun da önlemini almaya çalıştıklarını söylemiştir. “Çin malları Türk ekonomisi için bir tehdittir” diyen Tüzmen, bunu fırsata çevirmek için de çalıştıklarını söylemiştir (TBMM Tutanak, 2004/2 : 6 – 12).

13 Nisan 2004 tarihli TBMM 72. Birleşiminde CHP Grubuna mensup milletvekilleri tarafından Çin mallarının ülkemize girişi ve ekonomide yarattığı problemlerle alakalı bir araştırma önergesi verilmiş ve tartışılmıştır. CHP adına İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, hükümet adına Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen, AK Parti adına ise Zonguldak milletvekili Fazlı Erdoğan konuşmuştur.

Daha önce muhalefet tarafından dile getirilen mesele ve eleştirilerin yanında CHP’li Ersin, kamu harcamalarında da Çin malı tercihinin başladığını ifade etmiş ve bunu eleştirmiştir. “Çin istilası” kavramını tekrarlayarak kullanan Ersin, kalitesiz, sağlıksız, ucuz mal eleştirisini vurgulamıştır.

AK Partili Erdoğan ise Çin mallarının akışının durdurulması için çalışıldığını ve basında yer aldığı üzere hükümetin Çin’den gelen ithalatı kısıtladığını bunun büyük bir başarı olduğunu ifade etmiştir. Basında yer alan “Çin ilk yumruğu yedi” ifadesini dillendirerek, sözlerini perçinlemiştir (TBMM Tutanak, 2004/3 : 31 – 40).

Üretimle alakalı tartışmalar, Çin’deki ucuz işgücü ve sosyal güvenlikle alakalı olumsuzlukların da TBMM Gündemine taşınmasına sebep olmuş, 15 Şubat 2006 tarihli oturumda AK Parti Denizli Milletvekili Osman Nuri Filiz, Çin’de sosyal güvenlik kurumunun çok sıkıntılı olduğunu vurgulamış, sosyal güvenlik uygulamalarında bu ülkenin keskin bir keyfiyet içinde olduğunu ifade etmiştir (TBMM Tutanak, 2006/1 : 18).

Aynı şekilde CHP Balıkesir Milletvekili Orhan Sür, Çin’de insan hayatına asla değer verilmediğini, iş kazalarının ve buna bağlı ölümlerin çok olduğunu vurgulamıştır (TBMM Tutanak, 2006/2 : 16).

Konulara göre söylem tablosu aşağıdaki gibidir:

Tablo 2: TBMM 22. Dönem Siyasi Partilere göre, Milletvekili Söylem Analiz Tablosu

TBMM 22. Dönem Siyasi Partilere göre, Milletvekili Söylem Analiz Tablosu

22. dönemde TBMM’de öne çıkan konu Türkiye – Çin ilişkilerinde ekonomi ve özellikle de dış ticaret olmuştur. Çin ile yapılan ithalat ve ihracatta makasın açılmasın özellikle muhalefet tarafından sert şekilde eleştirilmiş, iktidarın da bu konuda önlemler almaya çalıştığı görülmüştür.

Burada bir diğer husus ise dış politikanın çok az gündeme gelmiş olması, 21. dönemde çok gündeme gelmiş olan Doğu Türkistan meselesinin ise hiç gündeme gelmemiş olması olmuştur. Milliyetçi muhafazakâr siyasetin temsilcisi olan MHP ve Saadet Partisi’nin mecliste temsil olunmaması, muhafazakâr siyasetçileri barındıran AK Parti’nin iktidarda olduğu için diplomatik bir dili seçmesi burada etkili olmuştur.

Kaynakça: TBMM Çalışmalarında Türkiye – Çin Halk Cumhuriyeti İlişkileri: 1999 – 2019 – Emre KARTAL

Yorum yapın